1900'ün başlarında İngiliz'ler müttefikleri ile beraber Osmanlıyı dağıtıp, topraklarını paylaşmış, topraklarımız üzerinde onlarca devlet kurmuştu. Bu devletlerin hepsi bir biriyle düşman ama nedense İngilizlerle dosttu. Biz de asıl düşmanımız olan İngilizlerle dost ve müttefik ama binlerce yıl kader birliği yapmış İngilizlerin oyunuyla bir birimizden koparılmış komşularımızla düşman edilmiştik.
İngilizler bölgeyi yönetme rolünü ABD'ye devretti aynı oyunu şu an ABD oynuyor…
Seksen öncesini bilenler bilir, aynı şehrin, aynı mahallenin, aynı sokağın hatta aynı ailenin fertleri bir birini sağcı-solcu diye öldürürdü.
Taraflar kendisini 'vatansever', karşı tarafı 'vatan hainliği' ile suçlardı…
Binlerce genç, birbirini öldürüldü. Ülkede can güvenliği kalmamıştı, adeta savaş alanına dönmüştü…
Sonra ABD'nin emriyle Türkiye Cumhuriyetinin bölünmez bütünlüğünün garantisi yüce Peygamber ocağı ordumuz, yönetime el koydu ve bir gecede bütün olaylar bitti.
Millet büyük bir sevinçle, darbecileri alkışladı, milletin önüne ne koydularsa destek verdi. Çünkü akan kan durmuştu, çocuklar artık ölmeyecekti.
Suçlular tutuklandı, kimi 'bir sağcılardan, bir solculardan' adaletli bir şekilde idam edildi. Kimi işkenceye dayanamayıp, kimi ceza evinde öldü, kimide yıllarca ceza evlerinde yattıktan sonra çıktı.
Yıllar sonra Mahkemeler dava açıp, darbecileri yargılayacak o dönemin karanlık oyunlarını gün yüzüne çıkarmaya çalışacaktı…
Meğer terörü yapan da, gençleri kandırıp silahlandıran da, bir birine öldürten de kurtarıcı diye çıkanlardı…
Hem sağcılar, hem solcular kullanıldıklarını, kandırıldıklarını, yanlış bilgilendirildiklerini, hata ettiklerini itiraf edip kendi taraftarlarını uyanık olmaya davet edeceklerdi…
Bu anlattıklarım masal değil tüm çıplaklığıyla gerçeğin ta kendisi…
Şimdi başrol yine ABD bu kez oyun daha büyük, demokrasi masallarıyla uyutup bahar getirmek için kandırdıkları Arap kitleleri sokağa döküp, silahlandırıp hem devletlerine, hem bir birlerine karşı savaştırıp, sonra kurtarıcı olarak kendi seçtiklerini başa getirip sömürmek niyetindeler… Aynı sahne aynı ayun, aynı tas aynı hamam.
Tunus, Libya, Mısır, Suriye…
Öyle anlaşılıyor ki sıra Türkiye'de demokrasi, öz yönetim, hendek, çukur, Suruç, Ankara, Sultanahmet derken adım adım Kürt-Türt, Alevi-Sünni, İslamcı- Muhafazakar, Selefi-Şii… ellerinde ne kadar ihtilaf konusu varsa sahaya sürerek Türkiye'yi bir kavga ortamına sürüklemeye çalışıyorlar.
Bölgede oynadıkları küresel oyunda komşu ve dost ülkeleri bir birine düşmen edip, o düşmanlık üzerinden kendilerini dost ve müttefik olarak kabul ettirebiliyorlar.
Bu oyunları boşa çıkarmanın bir tek yolu var,
'ne olursa olsun emperyalist ABD ve müttefiklerine güvenmemek', 'onlar ne yapıyorsa ona karşı çıkmak.'
ABD ve batılı, doğulu müttefikleri defolup evlerine dönsünler biz burada iyi ya da kötü geçinip gideriz.
Biz Ruslarla, Ermenilerle, Yunanlılarla, Araplarla, Acemlerle, Kürtlerle… Komşuyuz ve komşu komşunun külüne muhtaçtır…