Bitlis'e beş dilde hoş geldin tabelası
Ey insanlar size ne oluyor ki insanların diline ve dinine karışır oldunuz. İki dili levhalar dururken beş dilli levhalar asmak zorunda kaldınız.
İnsanlar ister Türkçe ister Kürtçe ister Zazaca ne konuşursa konuşsun insanları ve insanların dilini ve hak olan dinlerini sevin.
Çünkü yeryüzü Allah'ındır. Allah yeryüzündeki konuşan tüm dilleri bilir. Allahın bilgisinde bir sınırlama yoktur. Sınır ve sınırlama insanın sınırlı aklında olur, böyleyken size ne oluyor da dillerinizi, dinlerinizi ve ırklarınızı putlaştırıyorsunuz.
Hiç kimse takva dışında bir birinden üstün değildir. Hiç kimse Allah'ın kanunları dururken kulların kanunlarının arkasına sığınarak ötekisine zülüm etmemeli, çünkü kim kime ne yaparsa ister iyilik ister kötülük yapsın bunun karşılığını mutlaka ya dünyada veya ahirette karşılığını görecektir.
Bu yaptıklarına karşılık insana ya ceza yada mükafat olarak geri dönecektir. Bu konuştuğunuz diler birbirinizi tanıyıp kaynaşasınız diye Allahın size bir nimeti ve mükafaatıyken, size ne oluyorki bu dilleri kullanarak üstünlük sağlamaya çalışıyorsunuz, unutmayın bu dillerinizi ötekisine berisine baskı aracı olarak kullanmak hiç kimseye artı bir değer kazandırmaz.
Yine insanların diline, dinine karışmak ne insanlığa ne de yaratanın dinine uygundur.
Bu dillerimizi ve yapay ideolojilerimizi bahane ederek hem cinslerimizin kanına girme hakkını kimse kimseye bir hak olarak veremez. Bu gün batı emperyalizmi tüm islam topraklarında insanları ayrıştırıp birbirine çatıştırmak için kullandığı iki silah vardır. Biri ırk veya ırkın dili, diğeri mezheptir, eğer uyanık olamasak tüm insanlık bu tuzakların kurbanı olur.
Alemi ve insanı yaratan ona yol gösteren Allah'tan daha iyi bilen varmı ki ayetinde Şöyle buyuruyor :
(Hucurat13) 'Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık, Allah katında en değerli olanınız O'na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır.' diye buyurmaktadır.
Evet ey insanlar bize yeryüzünü bu güzellikte yaratana şükrümüz varken birbirimizin diline dinine karışarak isyan ve kargaşa çıkarmak mı, yoksa gereği gibi itaat edip insanlar arasında barış ve kardeşlik içinde yaşamak mı daha iyi.
Ey insanoğlu yeryüzünün imarı insan neslinin ıslahı sağlayarak, yeryüzünü ve yaşadığımız ortamı tüm insanlar için yaşanır hale getirmek asıl görevimiz olmalı. Diller ağacın meyveleri gibi insanlık için verilen bir nimettir bu nimeti putlaştırmamak gerekir. Bu nimet din nimeti gibi değildir. Din insanoğlu için kıyamette kadar geçerliyken diller ise çoğalıp azalmakta veya süresi dolunca tarihten silinmektedir, yani bazı meyve ağaçları gibidir yıllarca meyvesini verir süresi dolunca meyve ağaçları gibi tarihten silinebilinir.
Kısacası Kim hangi dili konuşursa konuşsun tüm diller Allah'ındır.
Allah bu dilleri yaratıp insanlığın hizmetine sunmuşsa size ne oluyor ey insanoğlu...