Bitlis’in Düşman İşgalinden Kurtuluşu
3 Mart 1916 günü Bitlis deresinden su yerine kan akıyordu. Bitlis’te bulunan Piyade Alayının ve tüm Bitlis halkının mücadelesine rağmen Bitlis işgal edilmişti. Rus askeri ve Ermeni çetecileri tarafından işgal edilen Bitlis, yaşlısıyla, genciyle, eli silah tutan tüm halkıyla mücadeleye katılmış ve kanlı bir süreç başlamıştı.
Mustafa Kemal Paşa 16'ncı Kolordu Komutanı olarak Diyarbakır'a geldiğinde (27 Mart 1916) Rus Ordusu, Oğnut-Muş-Bitlis hattına ulaşmıştı. Bitlis'i işgal eden 2'nci Kafkas Tümeni ve bir süvari alayından oluşan Rus kuvvetleri, Bitlis'in 10-15 km kadar güneyine (Şeyh Ömer-Hormız-Yukarı Ölek hattına) ilerlemişlerdi, 16'ncı Kolordunun 5'nci Tümeni bu kuvvetlere karşı Kamboş-Şetek-Şeyhcıman hattında savunma halindeydi. Mustafa Kemal Paşa'nın bu cepheye gelişi, askerin ve bölge halkının moralini çok yükseltti. Çünkü O, 'Anafartalar Kahramanı' olarak isim yapmış, ünü bütün orduya ve Anadolu'ya yayılmış bir komutandı. 35 yaşında genç bir generaldi. 5'nci Tümenin, Bitlis Bölgesinde inatla savunan düşmana, 6 Ağustos 1916 günü yaptığı taarruz da Bitlis'in 16 km güneybatısındaki Nebat Dağı batı yamaçlarındaki düşman siperleri tamamen ele geçirilmiş ve Kultik istikametindeki taarruz başarıyla ilerlemekteydi.7 Ağustos gününe kadar Ruslardan yaklaşık 350 esir alınmıştı. 5'nci Tümen'in sol kanat müfrezesi, Yukarı Merkok, kuzeyindeki Kerp ve doğusundaki sırtları sabaha karşı ele geçirdi. Saat 5.35'te, birliklerimiz Bitlis'e girdi. Bütün birlikler kahramanca dövüşmüşlerdi. 8 Ağustos 1916 akşamı, 5'inci Tümen, Bitlis'i tamamen ele geçirmişti. Böylece, güzel Bitlisimiz beş ay süren düşman işgalinden kurtulmuş, bayrağına ve özgürlüğüne kavuşmuştu. Bitlis'in düşman işgalinden kurtuluşunun bu yıl 96. yıldönümünü kutlayacağız.
Dünya'da bütünleşmekten ve barış içerisinde yaşamaktan söz edilirken kurtuluş günü kutlamalarının yersiz ve gereksiz olduğunu düşünenlerin sayısı az değil. Ancak şunu ifade etmek gerekirse, böyle bir kahramanlık destanının en azından yılda bir defada olsa hatırlanmasından daha güzel ne olabilir? Aslında sadece 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlansa çok daha güzel etkinliklere yer verilse kısacası bir festival havasında yapılsa çok daha kapsayıcı ve kucaklayıcı olur.
Benimde karşı çıktığım noktalar var. Mesela; ABD malı jetler, Kore markalı kamyonetler, Fransız yapımı helikopterler, Japon imali taksilerle yapılan resmi geçitler ve gösteriler benimde pek hoşuma gitmiyor. Bence bu zafer kutlamaları yüzde yüz yerli üretim savaş uçaklarımız, Ankalarımız, tanklarımız, zırhlı araçlarımızın gösterileriyle ve askerimizin onurlu geçiş merasimleriyle yapılırsa daha bir anlamlı olacaktır.
Devletimizin bir takım kararlar alıp kurtuluş günlerine yeni bir anlayış getirmesi gerekiyor. Hatta bütün bayramlara bir düzenleme getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bizim dini bayramlarımızda, günlerce okulların ve işyerlerinin tatil edilmesine hayatım boyunca bir anlam veremedim. Böyle bir bayram savurganlığına Dünya'nın hiçbir yerinde rastlayamazsınız.
Uzun lafın kısası; Milli ve dini bütün bayramlarımıza yeni bir düzenleme getirilmeli, bu bayram savurganlığına bir an önce son verilmelidir.
Bayramlar daha çok festival havasına büründürülmeli, herkesin keyif alabileceği etkinlikler düzenlenmelidir. Mesela; yıllardır hep söylerim, neden Bitlis'in kurtuluş gününün belgeseli çekilmez? Bu belgesel çekilip, 8 Ağustos günü Bitlis kalesine bu yansıtılıp, 24 saat boyunca Bitlis halkına izlettirilebilir. Hatta ilçelerimizde de benzer etkinlikler yapılabilir.
8 Ağustos Kurtuluş Günümüz Kutlu olsun. Allah Milletimize bir daha o günleri yaşatmasın.