İletişim Fakültesi ve Genç İletişimciler Topluluğu tarafından Sabahattin Zaim Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen seminer, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.
Konuşmacı olarak seminere katılan Muş Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Kantar, gençlerle bir arada olmaktan mutluluk duyduğunu söyledi.
Basının matbaanın bulunmasıyla başlayan bir süreç olduğunu ifade eden Kantar, şunları kaydetti:
"Şehirciliğin yaygınlaşması, demokratik toplum düzenine geçilmesiyle basının etkisi iyice ortaya çıkıyor. Basın deyince ilk akla gelen basın özgürlüğüdür. Özgür olmayan bir basının doğru haber aktarması, insanları doğru bilinçlendirmesi de söz konusu olamaz. Basın özgürlüğü deyince aslında içinde 3 haktan bahsetmek lazım. Birincisi habere, olaya, olguya, düşünceye, fikre ulaşabilme hakkı. İkincisi bunu açıklayabilme hakkı. Üçüncüsü yayma hakkı. Aslında basın özgürlüğü içerisinde bu üç hak var ama her özgürlük gibi bu özgürlük de sınırsız bir özgürlük değildir."
Kantar, "Anayasanın 28. maddesi basın özgürlüğünü düzenler ve şöyle başlar. Basın hürdür, sansür edilemez ama devamında kısıtlamalar var. İşte ne diyor? Toplumun güvenliği, devletin iç ve dış güvenliği, kişilerin özgürlüğü. Bu konularla alakalı kısıtlamalar da kanunla getirilmek durumunda kalınmış." diye konuştu.
İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Kara ise dünyada basının yerinin çok önemli olduğunu bildirerek, "Basın aynı zamanda bir güçtür. Yarınımızı inşa ederken basından da yararlanmamız gerekiyor. Bu gücü sağlıklı bir şekilde kullanmak ve yönlendirmek gerekiyor." dedi.
Genç İletişimciler Topluluğu Başkanı Hivda Çiğdam'ın da konuşma yaptığı seminere, Muş Alparslan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Kenan Yıldırım, Genel Sekreter Harun Demir, Muş Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Emrullah Özbey, akademisyenler, basın mensupları ve iletişim fakültesi öğrencileri katıldı.