Çocukların dijitalleşmeden uzaklaşarak fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlayan şenlik, Bitlis Mevla Parkı'nda gerçekleştirildi. Şenlikte çocuklar, "Çocuk Şarkıları", "Mendil Kapmaca", "Yakan Top", "Körebe", "Yedikule" ve "Tombik" gibi geleneksel oyunları oynayarak keyifli vakit geçirdi.
Vali Erol Karaömeroğlu, İl Milli Eğitim Müdürü Bilal Gür, kurum amirleri, veliler ve birçok vatandaşın katıldığı etkinlikte, minik çocukların hünerlerini sergileyerek oynadığı oyunlar izleyenler tarafından büyük beğeni topladı.
"Bu oyunlar, bizleri geçmişe bağlayan ve nesiller arası köprü kuran kültürel miraslarımızdır"
İl Milli Eğitim Müdürü Bilal Gür, etkinlikte yaptığı konuşmada, geleneksel oyunların kültürel mirasın en önemli bileşenlerinden biri olduğunu vurguladı. Oyunların, eğlence aracı olmanın ötesinde, çocukların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimine katkıda bulunduğunu aktaran Gür, “Çocuklarımızın Sosyal gelişimleri açısından geleneksel oyunların önemi büyüktür. Bu oyunlar, çocuklarımızın takım çalışması, paylaşma, empati ve liderlik gibi sosyal becerilerini geliştirmelerine olanak tanır. Grup halinde oynanan oyunlar, çocuklarımızın arkadaşlık ilişkilerini güçlendirir ve sosyal çevrelerini genişletir. Sevgili çocuklar, sizler bu oyunları oynayarak sadece eğlenmiyor, aynı zamanda kültürümüzü yaşatıyorsunuz. Bu oyunlar, bizleri geçmişe bağlayan ve nesiller arası köprü kuran kültürel miraslarımızdır. Bu kültürel mirası koruyup gelecek nesillere aktarmamız son derece kıymetlidir.” dedi.
"Artık onların arkadaşları, ruhsuz ve soğuk ekranlar oldu"
Günümüzde gelişen teknolojinin çocukları geleneksel oyunlardan uzaklaştırdığını belirten Vali Karaömeroğlu, “Çocuklar için oyun, hayatın bir parçasıdır. Oyun oynarken hisseder, düşünür, sevinir ve üzülürler. Hayatı oyunlar aracılığıyla öğrenirler: liderlik, kurallara uyma, paylaşmayı bilme, zamanı verimli kullanma, zihinsel beceriler geliştirme ve kendi kültürlerini tanıma gibi pek çok beceri kazanırlar. Oyunlar, çocukların kültürlerini tanımalarının yanı sıra, onların gelecekteki hayatları ve kişilikleri hakkında da ipuçları verir. Ancak günümüzde çocuklar, köylerinde, mahallelerinde ve sokaklarında daha az oynuyorlar. Apartman hayatının sıkışıklığı ve gelişen teknolojiler, çocukların geleneksel oyunlarını unutmalarına neden oldu. Bu nedenle, çocuklar zamanlarının büyük bir kısmını bilgisayar ve televizyon başında geçiriyorlar. Artık onların arkadaşları, ruhsuz ve soğuk ekranlar oldu. ifadelerini kullandı
"Geleneksel oyunları yaşayarak nesilden nesile aktarmalıdır"
Çocukların ekran bağımlılığından kurtarmak için geleneksel oyunların tekrardan canlandırılması gerektiğini belirten Karaömeroğlu, “Çocukları bu zararlı ekran bağımlılığından kurtarmak için unutulmaya yüz tutmuş geleneksel çocuk oyunlarımızı yeniden canlandırmamız ve onlara hatırlatmamız gerekmektedir. Çocukların eskiden olduğu gibi dışarı çıkarak diğer akranlarıyla kaynaşması ve bunu oyunlar oynayarak yapması çok önemlidir. Çocuklar, internet üzerinden iletişim kurmanın yanı sıra, komşu çocuklarıyla da bağlarını korumalı ve geleneksel oyunları yaşayarak nesilden nesile aktarmalıdır. Bu düşüncelerle, hem geleneksel oyunlarımızın yaşatılmasında hem de çocuklarımızın sosyal gelişiminde bu oyunların çok önemli katkısı olacağını düşünüyorum. Geleneksel oyunlarımızın hep yaşatılmasını, her şeyimiz, geleceğimiz, sevgili çocuklarımızın bu güzel oyunlarla eğlenip mutlu olmalarını ve sosyal olarak gelişmelerine fayda sağlamasını diliyorum." şeklinde konuştu