Haydi! küçük- büyük, genç -yaşlı, anne-babalar, komşular hep beraber ilahi kelama koşalım. Rabbimizin kelamını öğrenmek, anlamak ve yaşamak için bu yaz fırsatını kaçırmayalım.
Dünyanın, insan ruhunu sıkan bunalımlarından azıcık kurtulmak isteyen, varlık hakikatiyle buluşmak, hayatın gerçek amacına ulaşmak, 'sizin en hayırlınız kuranı öğrenen ve öğreteninizdir' fermanıyla insanların en hayırlısı olabilmek için, anneler babalar sadece çocuklarımızı değil, kendimizde çocuklerımızın ellerinden tutup bu ilahi sofraya koşalım.
İlk önce bizler öğrenip yaşayalım ki çocuklarımıza en güzel örnek biz olalım. Bu ilahi sofradan çocuklarımızın istifade etmesini istediğimiz kadar bizlerde iştirak edelim.
Zira kuranı kerim sadece yaz aylarında çocuklarımızın okuyacağı bir kutsal kitap olarak algılamayalım. Aksine hayatın her alanına aksedilen ve bir ömür boyu yaşanması gereken bir hayat kitabı olduğunu unutmayalım.
Dolayısıyla nefsimize bahaneler uydurarak çocuklarımıza sorumuluk yüklerken kendimiz kaçmayalım.
Özellikle annelerimiz! daha nefes alıp vermeye fırsatımız varken kendimzi, bir takım bahaneler ardına saklayarak 'En hayırlı olmaktan' mahrum etmeyelim.
Bazı annelerimiz 'Yaşımız kaç oldu, bizden artık gitti, kafamız almıyor' deyip kolayca işin içinden çıkıp dehası hayatın gerçek amacını öğrenmek gibi yüksek bir gayaden uzaklaşmak, gelecek nesilleri yetiştiren annelerimize doğrusu yakıştıramıyorum.
Kaç olursa olsun yaş, hiçbir zaman insanın yapmadıklarını tekrar yapamayacağına engel değildir.
Yaşınız kaç olursa olsun hiç tereddüt etmeden en yakın cami veya kuran kursuna giderek hem kendimizi hemde çocuklarımızı ebedi bir hayat olan ahrete en güzel bir şekilde hazırlayalım.
'Ey insanlar kendinizi ve ailenizi yakıtı taşlar ve insanlar olan cehennem ateşinden koruyun' (tahrim suresi)
Unutmayalım ki çocuklarımıza en güzel örnek bizler olmalıyız .
Eğer bizler çocuklarımıza örnek olamıyorsak, çocuğun dışarıdan aldığı eğitim ne kadar etkili olursa olsun ailede verilen eğitim kadar çocuğun üzerinde tesir icra etmemektedir.
Her anne baba çocuğunun dini eğitiminden sorumludur. Anne babalar, küçüklere bir ayna konumundadır. Dolayısıyla söz ve davranışlarında iyi birer örnek olmalıdırlar. Sadece yaz kuran kurslarına çocuklarını göndererek bu sorumluluklarını yerine getirebileceklerini ve çocuklarının ahlaklı birer insan olabileceklerini zannetmesinler.
Çocuklar ne verilirse almaya hazır birer teyp veya video gibidirler. Söz gelimi kursta öğrendiği namazı veya kuranı ancak kurs ortamında uygulacak.
Zira anne babadan bu konularda herhangi bir örnek almadığı için haliyle eve giden çocuk yapma gereksimini duymayacak. Dolayısıyla dönem kursları bittiğinde tekrar aynı ortama geri döndüğünde öğrendiğini hiçbir zaman hayata geçirmeyi düşünmeyecektir. Bundan dolayı anne babalar, çocuklarına dini eğitim vermeye çalışırken aynı hassasiyeti kendilerininde göstermeleri gerektiğinin buradan altını çizerek söylemek istiyoruz. Bu itibarla hayatın güzelliklerini tatmak istiyorsak bu yaz camiler gül açsın, gül bahçesine dönsün. Yarınlar
açılan güllerin kokusuyla gün bulsun. Saçılan gül kokularıyla Allaha isyan ve günahla kirlenen dünya sinesine gül baçesinden tertemiz hava çeksin.
Son olarak kuran kursu öğretici ve imam kardeşlerimize bir hatırlatmada bulunmadan geçemeyeceğim.
Değerli kardeşlerim! sizler omuzlarınızda yüklediğiniz bu kutsal davanın birer mümessilisiniz.
taşıdığınız bu sorumluluk en ufak bir gevşekliğe bir gaflete mahal vermez. Anne babalar yarının nesli olan çocuklarını sizlere emanet etmektedirler.
dolayısıyla bu sorumluluğun bilinciyle hareket ederek verdiğniz bilgiler yüzeysel bir dini ve ahlaki eğitimden ziyade çocuklarımızın ruhuna işleyecek, gelecekte ahlaki yapılarını şekillendirecek Allah ve resulünün aşkını aşılayarak kutsal İslam davasının birer temsilcileri yapmak sorumluluklarımızın başında gelmelidir. Bu konunun ehemmiyetine binaen bir yazarımızın söylemiş olduğu şu sözüyle bitirelim.
'Camide namaz kılarken arka saflardan gülüşüp oynayan çocukların sesleri gelmiyorsa gelecek nesiller adına korkun' vesselam.