Doğrular ile doğrulmak

Güzel bir söz vardır: Hiç birimizin sağ çıkamayacak bu Dünya için, bu kadar fırıldak olmak neyin nesi?

Sürekli televizyon önünde, sürekli aynı haberler ve yetmiyor gibi, birde akşam haberlerini ailece izleme alışkanlığının olduğu ve maalesef ki; Hiç de iç acıcı haberleri izlememiz, nasıl bir sosyo psikolojik durum ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.

Hem cahilane bir topluluk haline getirilme ve adeta ekran ile algı savaşlarının ve yetmeyip sosyal medya algısı ile tamamen cahil ve kutuplaşmamızı tetikleyen araçların adeta ileriye yönelik hiç iç acıcı tablolar ile karşı karşıya bırakmayacağını gösteriyor.

Her zaman doğruyu söyleyip, doğrunun peşinde olmayı hedefleyen kişilerin bulunduğu toplumumuzda, karşımıza çıkan her türlü negatif olayın doğruları örtmeyeceği kesindir.

Yanlışlarımızı mertçe kabullenme yerine onları dine uygun görmeye ve göstermeye alışkanlık

haline getirdik. Onlar dine uymayınca dinimizi ona uydurmaya çalıştık.

Çok dikkatli izlenirse eğer bu halde olmamızın özellikle İSLAM coğrafyasının bu hale gelmesinin ana müsebbibi işte tam da bu doğrular.

Faiz, başkalarına günahtı, bizde hayatın kaçınılmaz gerçeği oldu.(örn. Kredi kartları ve bankalardan çekilen krediler)

Yalan, başkalarına haramdı; bizlere strateji oldu.

Rüşvet başkaları için lanetlenme sebebiydi; bizim için hediye ve bağış oldu.

Flört başkalarına haramdı; bizde ilahi aşka alıştırma turları oldu.

Adam kayırma başkalarının adaletsizliğiydi; bizim için adaletin ta kendisi oldu.

Lüks, başkalarının azgınlık ve israfıydı; bizim için İSLAM'I altın tepsi ile sunmak oldu.

Velhasıl, onların yaptığı her şey yanlıştı; bizim yaptığımız günah ve hataları bile muhakkak bir hikmeti olan doğrular oldu. Ne yazık!

Tabi doğrular her zaman acı verir ve bu acıları söylemek daha acıdır ama asla bu acıdan vazgeçmemiz gerektiğini bilmemiz lazım.

Siyasette, ticarette, ekonomide, sanatta, sporda v.s. her zaman ve her yerde doğrular ve dürüstlükler kazanmayı hak eder…