Siyonist işgalcilerin Gazze'de sivil evleri ve hastaneleri bombalaması, kadın ve çocukları hedef alması nedeniyle duyarsız kalmayan hekimler, beyaz önlükleriyle Ankara'nın sokaklarında sessizce yürüdü.
İsrail'in sistematik işgal ve zulmünün Filistin halkını adeta soykırıma sürüklediğini belirten hekimler, bu acımasız saldırılara karşı dünya genelinden eş zamanlı destek almayı amaçladı. Ankara'daki yürüyüşe ek olarak Türkiye genelinde 36 il, yurtdışında ise Londra, Chicago, Sydney gibi 26 şehirde olmak üzere toplamda 62 şehirde "Hekimlerden Sessiz Yürüyüş" gerçekleştirildi.
Filistin'deki Zulüm Sessizce İzleniyor
Yürüyüşün ardından basın açıklamasını okuyan Hacettepe Tıp Fakültesi 4. Sınıf Öğrencisi Stajyer Doktor Mehmet Tayyip Abak,
"İşgalci israilin, Filistin'de on yıllardır devam ettirdiği sistematik işgal ve zulüm; 7 Ekim'den bu yana, soykırımdan başka hiçbir kelimeyle anlatılamayacak boyutlara ulaşmaktadır. Bu katliam bütün dünyanın gözü önünde devam etmekte ve gücü yetenler ise sessizce izlemektedir. İnsan hakları ve uluslararası hukuk kuralları açıkça ihlal edilerek binlerce sivil, kadın ve çocuk acımasızca katledilmiştir. Ayrıca tıbbi malzemelerin temini ve sağlık hizmetlerinin sunumu da engellenerek kuvözdeki bebeklerin dahi ölümüne neden olunmuştur. Gazze'de geçtiğimiz hafta itibariyle 283 sağlık çalışanı öldürüldü, son iki ayda Birleşmiş Milletler tarihindeki en ölümcül çatışma yaşandı; 7 Ekim'den bu yana israil tarafından bombalanan 24 farklı hastane ve hizmet dışı bırakılan 100'den fazla ambulans da dahil olmak üzere Gazze'deki sağlık tesislerine toplamda 212 saldırı düzenlendi." dedi.
Gazze'deki Sağlık Sistemi Çöküşte
Siyonist çetenin onlarca doktoru tutukladığını ve nerede olduklarının bilinmediğini aktaran Abak, şunları aktardı:
"Gazze Şehri'nin ana hastanesi olan Şifa Hastanesi Başhekimi Muhammed Ebu Salmia, 22 Kasım'dan bu yana israil tarafından tutuklu bulunuyor. Diğer pek çok kıdemli doktor, neredeyse iki haftadır hiçbir suçlama olmaksızın israil ordusu tarafından gözaltında tutulmaya devam ediyor ve kimse onların nerede olduğunu bilmiyor. Rantisi Çocuk Hastanesi bombalandı. El-Naser Çocuk Hastanesi bombalandı. Gazze'nin tek göz hastanesi bombalandı. Gazze'nin tek Ruh Sağlığı Hastanesi bombalandı. Vefa Rehabilitasyon Hastanesi bombalandı. Vefa Rehabilitasyon Hastanesi'nin hemen yanındaki üst düzey sağlık tesisi bombalandı. El-Durra Çocuk Hastanesi 12 Ekim'de yasaklı beyaz fosforla hedef alındı. Şu anda kuzeyde faaliyet gösteren tek hastane olan Endonezya Hastanesi, bombalanırken hâlâ hastaları tedavi etmeye çalışıyor. Şifa Hastanesi bombalandı. Gazze'deki iki tıp fakültesi ve Gazze İslam Üniversitesi bombalandı. El-Ezher Üniversitesi Tıp Fakültesi bombalandı. Sınır Tanımayan Doktorlar ambulans konvoyu bombalandı. Kızıl Haç Ambulans konvoyları bombalandı. Gazze'deki 35 hastaneden 26'sı şu anda hizmet dışı. Dokuzu yalnızca kısmen işlevsel durumda. Bu hastaneler aynı zamanda ülke içinde yerinden edilmiş binlerce kişiye de barınak sağlıyor. Yakıtın tükenmesi nedeniyle hastanelerin kapanması sonucu artık kuzeydeki yaralıları tahliye etmek imkansız halde, bunun yerine hastalar ölüme terk ediliyor."
Filistin'deki İnsanlık Krizine Karşı Sağlık Çalışanlarından Çağrı
Açıklamasının devamında Abak, "Aşırı kalabalık olan Birleşmiş Milletler barınakları; Hepatit A salgını, çok sayıda menenjit salgını, bit, cilt enfeksiyonları ve ishal salgını gibi çok sayıda bulaşıcı hastalığın yayıldığı sığınaklar haline geldi. Geçtiğimiz hafta itibariyle 7 binden fazlası çocuk olmak üzere 18 binden fazla Filistinli öldürüldü, binlercesi ağır olmak üzere en az 46 bin kişi yaralandı. Hekimler ve sağlık çalışanları olarak israilin bu saldırılarına karşı tepki göstermeye, Gazze'deki sivillerin, çocukların, kadınların, meslektaşlarımızın ve hastaların hayatlarının korunması adına mesleğimize yakışır bir duruş ortaya koymaya kararlıyız. Bu hafta 'Sessiz Yürüyüş'ümüz Ankara, İstanbul, İzmir başta olmak üzere 36 ilde, yurtdışında ise Londra, Chicago, Sydney başta olmak üzere 26 şehirde, dünya'da toplam 62 şehirde gerçekleştireceğiz." ifadelerine yer verdi.
İsrail'e Destek Veren Ürünleri Kabul Etmiyoruz, Dünya Sağlık Kuruluşlarına Sesleniyoruz
Son olarak Abak, "Biz hekimler ve sağlık çalışanları olarak Sağlık Bakanlığı’na sesleniyoruz: Biz hastanelerimizde muadilleri olan ve israile destek veren ilaç ve tıbbi malzeme firmalarının ürünlerini istemiyoruz. Hastanelerimizde israile destek veren hiçbir gıda ürününün satışını kabul etmiyoruz. Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler, Uluslararası İnsan Hakları Örgütleri, NATO... Sizlere sesleniyoruz: Tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşen bu zulme karşı koymak için daha neyi bekliyorsunuz? Yoksa kimin insan, neyin insan hakkı olduğuna birilerinin çıkarlarına göre mi karar veriliyor? Buradan tüm dünyadaki hekimler, sağlık çalışanları ve vicdan sahibi insanları harekete geçmeye, bu onurlu yürüyüşte yer alarak zulme karşı durmak adına Sessiz Yürüyüş kervanımızda ses olmaya davet ediyoruz! Kanıksamayacağız! Normalleştirmeyeceğiz! Sindirilmeyeceğiz! Sabırla ve azimle zulme karşı duranlar olacağız!" şeklinde belirti.
Yapılan basın açıklaması sonrası hekimler dağıldı.