EĞİTİM-ÖĞRETİM

Yeni Eğitim ve öğretim dönemi başladı. Eski Eğitim ve Öğretim dönemi geçti. Başka bir ifade ile bir dönem okullar kapandı, Yeni bir dönem için okullar açıldı. Eğitim kelimesinin eş anlamı “terbiye” dir. Bu kelimenin zıddı yoktur.



Dünyada tüm devletler Eğitim Öğretim için büyük bütçeler ayırır, azami çaba gösterirler. Bir toplumun bu husustaki düzeyi, gelişmişlik ölçütü olarak kabul edilir. Tarihten gelen bilgi birikiminin, yeni nesillere aktarılması elbette çok önemlidir. Bilgi birikimini kullanamayan toplumlar, var olan deneyimleri, yenilikleri, teknolojileri, sanatı, üretimi kullanamazlar. Haliyle yeni gelişmelerden de yoksun kalarak diğer uluslara muhtaç, hatta sömürülme duruma düşerler. Her yeni buluş, mutlaka tarihten gelen deneyimlerin üzerine inşaa edilmiştir. Kimse tek başına bir bilgisayar, ya da bir araba meydana getiremez. Bilgisayarı, arabayı çok iyi tanımak gerekir ki, daha iyisini yapmak mümkün olsun. Akıl tecrübe birikimidir. Demek ki bilgi birikimini çok iyi kullanan toplumlumun daha akıllı olduğunu söyleyebiliriz. Bilgi birikimini en iyi kullanan toplumlar her alanda üstünlük elde ederler. Toplumların gelişmişliği, bilgi seviyeleri ile doğru orantılıdır. İşte Öğretim bu kadar önemlidir.

Ülkemizde Eğitim için büyük çabalar harcandığı bir gerçektir. 2022 yılı Milli Eğitim Bakanlığının bütçesi 1. Sırada olup 200,6 milyar TL. dir. 1.171.000 Öğretmen ordusu ile büyük bir camiayı oluşturmaktadır. Buna üniversiteler ile Diyanet camiası dahil değildir.

Eğitim bir terbiye işidir. Toplumun elde ettiği öğretileri, deneyim ve bilgileri kötüye kullanmasını engellemek, ya da doğru tarafa kanalize etmek için terbiye gereklidir. Beden terbiyesi kadar, davranış, vicdan, konuşma, yeme içme, hatta trafik terbiyesi bile gerekmektedir. Ahlaktan yoksun bilgi fayda yerine zarar verir. Demek ki önce eğitim, sonra bilgi sağlanmalıdır. Ancak burada eğitimin hangi kriterlere göre sağlanacağı önem arz eder. Her toplumun dini, kültürü, gelenek ve görenekleri farklı olduğundan terbiye ölçütü farklılık göstermektedir.

Ülkemizde Eğitim ölçütünün neye dayandığı çok net değildir. Avrupa dini ve kültürü ile İslam dini ve kültürü karışımı gibi görünmektedir. Giyim kuşam ve karma eğitim modeli ile tam bir Avrupa geleneği çocuklarımıza terbiye ölçütü olarak empoze edilmektedir. Öğrencilerin Öğtermen karşısında tam serbest davranışı desteklenirken, eğiticinin adeta elleri ayakları bağlı olması tercih edilmiştir. Burada eğiticinin her türlü caydırıcılık malzemeleri elinden alınarak, adeta yeni nesil nereye giderse gitsin der gibi serbest bırakılmıştır. Bu durum hem eğitimi hem de öğretimi sekteye uğratmıştır. Son kuşak ile birkaç eski kuşak arasındaki terbiye, saygı, sevgi ve ahlaki değerler olumsuz geri itilmiştir. Aileler bile çocuklarını tanıyamaz durumdadır. Dini, ahlaki ve geleneksel kültürümüz bu eğitim sistemi ile yok olmaya doğru gitmektedir. Eğitimin yanlış rotada devam etmesi, öğretimi de sekteye

uğratmıştır. Diploma sahibi çok, işinin ehli olan yok durumuna geldik. 2022 yılı Yüksek Öğrenim Kurumları sınavında 96 000 aday sıfır çekerken, adaylar 40 soruluk Türkçe testinde 17,7 net, 40 soruluk Matematik testinde ortalama net sayısı 6,9 olurken, 20 soruluk Sosyal Bilimler testinin ortalaması 7,9, 20 soruluk Fen Bilimleri testini ise 3,2 netle kapattı. Türk Dili ve Edebiyatı'nda 20 soruda 6,6, fizikte 14 soruda 2, Kimya'da 13 soruda 1,5, Biyoloji'de 13 soruda 2 net ortalama yaptı. 12 yıllık büyük bir emeğin neticesinin hiç ama hiç iyi olmadığı görünmektedir. Sınav sonuçları kötü gelince üniversite kontenjanları ile hocalar boş kaldı, çareyi barajı kaldırmakta buldular. Bu durum diplomalı bilgisizlere dönüşerek kurum, kuruluş ve özel sektörün hizmet, üretim ve ticaret başarısını baltalayacaktır. İlimizde bazı kamu yatırımlarının başarısızlığı bunun bir sonucu değil mi?

Demek ki eğitim (terbiye) bozulunca toplumda, alkol, sigara, uyuşturucu, kumar, fuhuş, hırsızlık, yolsuzluk, cinayet benzeri suçlar orantılı olarak virüs misali artmaktadır. Ülkemizde 2 milyon sanal kumar oyuncusu, 15 milyon sigara içicisi, 20 milyon alkol kullanan bulunmaktadır. Evlilik dışı ilişkilerde oran çok yüksek olduğundan yazmıyorum. 10 milyon madde bağımlısının arasında yaşıyoruz maalesef. Cinayetlerin %60'ı, saldırıların % 40'ı, tecavüzlerin %33'ü alkol ve madde kullanımı olan kişiler tarafından gerçekleştirilmektedir.

Saygı, sevgi, hak, adalet, anlayış, huzur, güven, doğruluk, liyakat, gibi değerler erimeye yüz tutmuştur. Kur'an ahlakından hızla uzaklaşmaktayız. Bu durumu gören aileler tedbiren çocuklarını tarikatların kucağına atarak, farkında olmadan başka bir yanlışı körüklemektedirler.

Toplum olarak bir felakete, batı ahlak ve kültürüne doğru sürükleniyoruz. Yukarıda saydığımız İslam'a ve insanlığa aykırı unsurlar her yıl artmaktadır. Acilen buna tedbir alarak, Özellikle eğitim konusunda yeni düzenlemeler yaparak gelecek nesilleri zararlı tüm alışkanlıklardan, ahlak dışı davranışlardan, her türlü bağımlılıklardan tembellikten, kurtarmak için el ele verip çalışmalıyız. Karamsar bir tablo çizmek istemezdim. Ancak gerçekleri dile getirmek, çözüm üretmek zorundayız. Ben bu vesile ile 2022-2023 yılı Eğitim Öğretim döneminin tüm Türkiye halkına hayırlı başarı getirmesini temenni ediyorum