İşte tam da buna denk gelecek bir gündemin içindeyiz ama ülkenin en önemli iki gündemi var ÇÖZÜM SÜRECİ VE SEÇİMLER işte gündem bu iki manevra üzerinde gidip geliyor insanlar da dolaylı yada dolaysız kendilerini bu sirkülasyon içinde bulabiliyor.
Evet çözüm süreci nevruz da okunan ÖCALAN'ın mektubu ile yeni şeylerin değişeceği umudu, beklentisi getireceğine inanılıyordu ve o gün BÜLENT ARINÇ'ın çıkışı gündeme bomba gibi düştü gündem yine yönünü şaşırdı bunları nasıl yorum getirebiliriz öncelikle Öcalanın mektubu neyi getirdi neyi gösterdi bize. Öcalan metninde şunları dile getirdi:
Bu yeni dönemde, Türkiye Cumhuriyeti dahilinde özgür ve eşit anayasal yurttaşlık temelinde demokratik kimlik sahibi demokratik toplum olarak, barış içinde ve kardeşçe yaşama sürecine giriyoruz. Böylelikle 90 yıllık Cumhuriyet tarihinin çatışmalarla dolu geçmişini aşıp gerçek barış ve evrensel demokrasi kriterleri ile örülmüş bir geleceğe yürüyoruz. Kapitalist emperyalizmin genelde son iki yüz yıllık, özelde son yüz yıllık gerçeği şudur: kimlikleri özüne ters biçimde içe doğru kapatıp birbirlerine düşman etmek, yani böl-yönet politikasına uygun olarak varlığını acımasızca günümüze kadar sürdürmek! Bilmeliyiz ki Ortadoğu üzerindeki emellerinden vazgeçmeyen emperyalist güçlerin yol açtığı son zorbalık IŞİD görüntüsünde ortaya çıkmıştır. Barbarlığın bile anlamını zorlayan bu örgüt, kadın çocuk demeden, Kürtler, Türkmenler, Araplar, Ezidiler ve Asuri-Süryaniler başta olmak üzere bütün bölge halklarına ve inançlarına dönük vahşice katliamlar sergiledi.Artık gün bu acımasız ve yıkıcı tarihi sonlandırıp gerçek geçmişimize uygun barış, kardeşlik ve demokrasiye geçiş yapma günüdür. Doğru bildiğim ve inancım gereği; çatışmacı, tüketici, yıkıcı milliyetçiliğin doğurduğu ulus devletleri demokratik siyasetle aşarak açık demokratik kimliklerle bir ortaklaşmaya geçmenin mecburiyetidir…Özetledik ama mektubun tamamını okuduğunuz da göreceksiniz…
Öcalan'ın mektubu Dolmabahçe de açıklanan on maddenin gerisinde kaldı .Yorumları da yapıldı.Bu mektupta önemli başlıklara dikkat etmek gerekir. EŞME RUHU, KONGRE TOPLANMASI, ÇATIŞMALI SÜRECİN SÜRDÜRÜLEMEZ BOYUTA GELMESİ, gibi konular öne çıktı. . ÖCALAN aslında bir kez daha gösterdiki bugün kendi içinde savaşan güçler hep birlikte kaybetmeye mahkumdur .Metindeki bir diğer göze çarpan açıklama ise neoliberal politika uygulayan emperyalist güçlere atıfta bulunması bu coğrafyaya oynanan oyunları özetler pozisyonundaydı. ÖCALANIN kongre toplanmasıyla ilgili tarih vermemesi de aslında hükümetin bamteline dokunan bir durumdu.hükümet bu nevrozda ÖCALAN dan kandili silah bırakmaya zorlayacak daha nitelikli bir açıklama bekliyordu .Açıklamalar veya karşılıklı adımlar ne olursa olsun artık eskimiş bir jargon varsa oda terörü bitireni bitirirler aforizmasıdır.Bugün ise çok şükür ki söylenen gerçek ÇÖZÜMÜ BİTİRENİ BİTİRİRLER sloganıdır .Hükümet-İmralı-kandil-HDP bu sloganı halkın nabzında çok iyi görüyorlar ve demek ki bugün çözümü kim baltalarsa baltalasın sadece çözüm sürecini değil kendini de bitirecektir .Çünkü halk çözüme uyanmış ve yüreklerini açmış bulunmakta.
Hükümet ile Aksaray arasında iplerin gerildiğini belirten durum Bülent ARINÇ'ın konuşması oldu. Bu konuşma etrafında yoğunlaşan gündem; aslında siyasete bu tür şeylerin olabileceğini düşündürdü... Dikkat çeken ise ilk defa istikrarlı bir hükümetin, bu denli gerilmiş olmasını yorumladılar. Şunu unutmak olmaz bu sürecin baş mimarlarından biri ERDOĞAN'DIR…
ARINÇIN bu menfi düşüncesi anlamlıydı ama bir başkaldırı değildi, çünkü hükümetin de kendine göre görüşleri olduğunun kanıtıydı…Dikkat etmek gerekir seçimler var ülkenin bütününü düşünerek hareket edilmesi gerektiğini ve kayacak herhangi bir tarafın hem hükümete hem de ülkeye zarar vereceğini düşünerek hareket ediliyor, çünkü bu gemide hepimiz varız…Siyasette bu tür dalgalı durumların olabilme ihtimali de vardır ama yine ERDOĞAN gitsin ülke yansın mantığı ile hareket edenlerin aslında ERDOĞAN'ın seçilmiş C.başkanı olduğunu unutmuş olmaları…Tabiki barışa ve birliğe kim karşı çıkarsa o silineceğinin farkında olmalıdır ….
Unutulmaması gereken ilk defa barışa bu kadar yakınken yine olabilecek provokasyonlar ve girişimlere karşı dikkatli olunması gerekir, zira biz GEZİ, 17-25 ARALIK,OSLO SÜRECİ,7 ŞUBAT…gibi krizlere rağmen görmüş olduk ki güçlü hükümet ve iradesi, halkların barışa sahip çıkması ile yine de trenin raydan çıkmadığı oldu… Girişimlerin olacağı ve havaların ısınması ile birlikte ülkenin sükunetini düşünmeyen odaklar iş başında olacaklarını bilmemiz gerekir…
NOT: Ey şeytan! Sen ne kadar girsen de kanımıza, biz biliriz ki Rabbimiz var şahdamarımızda...
NOT:25-26 martta tiyatro bisad tarafından saat 18.00 da ÇOK TUHAF SORUŞTURMA adlı oyun sergilenecektir herkesin izlemesini tavsiye ederiz…yer: kültür merkezi….