Estonya'da eskiden yılbaşı günü yedi öğün yemek yemek ve böylece bir sonraki yıl yiyeceklerin bolluğunu sağlamak adettendi. Yedi kişilik yemek yiyen bir kişinin yedi kişinin gücünü alacağına da inanılırdı.
Arjantin'de tam gece yarısı sağ ayağınızı ileri uzatırsanız, yıla sağ ayakla girmiş olursunuz. Bütün sene iyi geçer.
Şili'de gece yarısı bir kaşık mercimek yiyenlerin bütün yılının iş ve parayla dolu olacağına inanılır.
Yeni Zelanda'da yeni yıla girildiğinde herkes sokaklara dökülür. Mümkün olduğunca yüksek sesle tencere tava çalınır.
Panama'da yılbaşı gecesi ünlülerin "muneco" denilen ve kötü ruhları temsil eden kuklaları yakılır.
Şili'de evi içeriden dışarıya süpürürseniz bir önceki yılın kötü ruhlarını da beraberinde süpürmüş olursunuz.
İspanya'da gece yarısı çanlar çalarken her bir vuruş için bir üzüm tanesi yemek adettendir.
Filipinler'de yuvarlak şekilli cisimler altın paraları hatırlattıkları için bereket simgesidir.
Türkiye'de de kırmızı don giymek bereket bolluk getireceğine inanılıyor.
Brezilyalılar 7 dalga üzerinden atlarsanız şansınızın iyi olacağına inanır.
Danimarka'da bir yandan eski tabak ve bardaklar eşin dostun kapılarına fırlatılırken bir yandan da tam gece yarısını vurduğunda sandalyelerin üzerinden aşağı atlanır. Yeni yıla hızla girmek kötü ruhları geride bırakır, iyi şans getirir.
Brezilya'da kötü ruhları uzaklaştırmak için beyaz giymeniz gerekir.
Kolombiyalılar için sokağın çevresinde boş bir valizle biraz dolanmak, bütün yılın gezerek geçeceği anlamına gelir.
Japonya'da başlayacak olan yılın zodyak hayvanının kılığına girilir (2014 için bu hayvan at olacak), yerel tapınağa gidilir ve çanlar 108 kez çalınır.
İngilizler her yılbaşı gecesi Jools Holland'ın "Hootenanny"sini izlerler.
Arjantin'de yılbaşı gecesi yeni bir pembe don giyilir. Pembe don giyenin aşkını bulacağı inanılır.
Türkiye'de kurşun dökmek nazarı savarken Finlandiya'da geleceği tahmin etmek için kullanılır.
Rusya'da insanlar dileklerini küçük kağıt parçalarına yazar, bu kağıtları yakar, sonra yanık kağıdı şampanya bardaklarına atıp bu şampanyaları içerler.
Güney Afrika'da eski elektronik eşyalar camdan atılır.
İskoçya'da saatler gece yarısını vurur vurmaz eşin dostun evine "ilk ayak" basan olmak için bir yarışırlar. İlk ayaklar gittikleri evlere para, ekmek, tuz, kömür, viski gibi kültürel bolluk sembollerinden de götürürler.
Hazır deniz kıyısına gitmişken su tanrıçası Lemanja'ya hediyeler, özellikle çiçekler sunmayı da unutmayın.
Belarus'ta bekar kadınların önüne birer koçan mısır konur bir de odaya horoz salınır. Horoz önce kimin mısırını gagalarsa o yıl ilk evlenecek olan odur.