Dünyada milyonlarca insanın büyük bir hayranlıkla ve zevkle oynayıp izlediği Futbolun ana temasının, Bitlis'te yüzyıllarca oynanan 'Kop Kop' adlı oyununa dayandığını, kale ve topun sonradan İngilizler tarafından eklendiği' tezini ilk defa, 1967 yılında yayımlanan 'Bitlis'i Tanıyalım' adlı eseriyle, yazar Celal Kayaoğlu dile getirmiştir.
Bitlis halkının severek oynadığı, mücadeleci ve eğlenceli yapısıyla Kop Kop oyunu; kalabalık seyirci önünde iki takım halinde oynanır. Takım oyuncularını Bab (kaptan) belirler. Oyun saha ortasına konan bir 'kop' taşıyla başlar. Birden fazla hakem tayin edilebildiği mücadelede amaç, kop taşına ulaşıp rakibi ber taraf edebilmektir. Kop Kop oyunu, değişen yaşam ve tüketim alışkanlılarımız nedeniyle unutulup kaybolmuştur.
Tarihin derinliklerine küçük bir gezinti yaparsak, yazarın tezinin aleni bir tez olmadığını, Anadolu medeniyetinin ve folklorik öğelerinin nasıl talan edildiğini daha rahat görebiliriz.
1715 yılında Fransa Kralı XIV. Louis'in görevlendirdiği Fransız tüccar, fizikçi ve antikacı Paul Lucas ile ekibinin Anadolu'daki gezi güzergahı dünyada yankı bulunca, İngiliz Seyyah ve Aristokratlar alan çalışması için, Anadolu'ya yöneldiler. Jeopolitik konumu ve sosyal yapısı nedeniyle Bitlis, seyyahların geçiş noktası haline geldi. Daha sonra Islahat Fermanı ve Kapitülasyonların yabancılara tanıdığı ayrıcalıkların rahatlığıyla İngiliz ve Amerikalı misyonerler, çalışmalarını derinleştirerek Anadolu'nun iç kısımlarıyla birlikte Bitlis ve bölge şehirlerde Misyonerlik Okulları kurdular. Bölge insanını küçük teknolojik aletlerle tanıştırdıkları gibi, aynı zamanda, Anadolu'nun zengin folklorik öğeleri içinde yer alan, yüzlerce yıllık geçmişe dayanan sportif amaçlı oyunları kendi ülkelerine uyarladılar. Bugün; Avrupa ve Amerika'da oynanan Beyzbol ve Bowling gibi popüler oyunlar, Anadolu menşelidir.
Bütün dünyada popülerliği artan futbol kültürünün, Bitlis'te kurumsallaşma çabası, Osmanlıda olduğu gibi II. Meşrutiyetin (1908) ilanıyla başlar. Doğuda çıkan isyanlarla siyasi olayların cereyan etmesi, Futbolun kurumsallaşmasını bir süreliğine sekteye uğratmıştır. I. Dünya Savaşı ve Bitlis'in İşgali (1916) sosyal hayatı olumsuz etkilediği için futbol, ancak 1926 yılında kurulan Güzeldere Spor Kulübüyle kurumsallaşabilmiştir.
Bitlis'in entelektüel aydınları sırasıyla; 1932 Yıldırım Spor, 1955 8 Ağustos Spor, 1966 Jet Spor, Kayak Spor, Tütün Spor ve onlarca kulübü kurarak sporun gelişmesine öncülük etmişlerdir. Sporun gelişmesiyle Bitlis'te futbol, 1960-70-80 yıllarda altın dönemini yaşamıştır. Bu tablo mahaller arası dostluğun yanı sıra ezeli bir rekabeti de doğuruyordu. 7' den 70'e her kesimin ilgi gösterdiği futbolda, çok değerli sporcunun yetişmesi sağlanmış, Fenerbahçe dahil onlarca Spor Kulübüne sporcu kazandırılmıştır. 1984-85 Sezonunda 3. Ligde mücadele eden Bitlis Sporun, İş adamı Cezmi Hamamcıoğlu başkanlığında, 2. Lige çıkma mücadelesini son maçta kaybetmesi nedeniyle, sosyal hayatın her alanında konuşulan futbol, derin bir sessizliğe bürünecekti. 1985 yılında bu konuyu kendi gündemine taşıyan Hürriyet gazetesinin Spor Yazarı, Bitlis'te Futbolun önemine değinerek, artık her şeyin eskisi gibi olamayacağını yazacaktı.
Futbol, bugün hayatımızın her alanını etkilemiş durumdadır. Ülkemizin 2016 Avrupa Şampiyonasına (EURO 2016) katılması bizleri mutlu ederken, Bitlis'te düzenlenen
'Mahalleler arası 40 Yaş ve Üstü Futbol Şöleni Valilik Kupası' en önemli gündem maddesi oldu. Billboardlarda yer alan tanıtım afişleri büyük bir ilgi ve heyecan yarattı. Turnuva; Bitlis Antrenörler Derneği Başkanı Faruk Budak ve Profesyonel liglerde top koşuşturmuş olan Başkan Yardımcısı Faruk Pitkül tarafından projelendirilerek, Bitlis Valiliği desteğiyle BİPEM (Bitlis Proje Eğitim Merkezi) tarafından finanse edildi. Merkez 13 mahalle muhtarıyla istişare edilerek, Mahalle Takımlarının kurulması ve forma renklerinin kendileri belirlenmesi sağlandı. İki grup olarak belirlenen Fikstürde; A Grubunda Muştakbaba, İnönü, 8 Ağustos, Beşminare, Saray ve Taş Mahallesi. B Grubunda Gazibey, Hüsrevpaşa, Yükseliş, Şemsi Bitlis, Atatürk ve Hersan Mahallesi yer aldı. 300 takım forma ayakkabı ve aksesuarlarla oluşturulan Mahaller Liginin ilk karşılaşması 18 Mayısta yapılırken, seyircilere yapılan ikramlarla ortam şenlik havasına dönüştürüldü. Karşılaşma öncesi temsili oynanan şöhretler takımı; İlin Vali Yardımcıları, Belediye Başkanı, Kurum Amirleri, İlçe Kaymakamları ve Sivil Toplum Kuruluşların Başkanlarından oluşması Turnuvaya ayrı bir renk kattı.
Büyük bir mücadele içinde geçen karşılaşmalara her yaştan seyirci katılırken maçlara bayanların ilgi göstermesi gözden kaçmadı. Maç öncesi Atatürk ve Hersan Mahallesi takımlarının çalınan türküler eşliğinde halay çekmesi, sporda dostluk ve kardeşlik temasına örnek teşkil etti. 18 Mayıs-04 Haziran tarihleri arasında yapılan karşılaşmalar; evde sofraların, çarşı- pazar işyerlerinin, çay keyfi yapılan kahvehanelerin ana gündemini oluşturuyordu. Yoğun kulislerin yaşandığı Turnuvanın favori ismi kendi deyimleriyle Hersan City oldu.
Turnuva boyunca renkli sahnelerin yaşandığı sahada hiç futbol oynamayan oyunculara nazaran, futbol geçmişi olanlar daha erken sakatlandılar. Zaman zaman hakem kararlarına gelen itirazlarla tribünler dalgalanırken, adeta ünlü Rus yazar Turgenyev'in 'Babalar ve Oğulları yeniden yazıldı. Bu kez sahada Babalar, tribünlerde ise Oğullar vardı…
Yarı Final, Hersan-Muştakbaba, Saray-Atatürk Mahallesi arasında oynandı. Temponun yüksek olduğu Hersan-Muştakbaba karşılaşmasında favori görülen Hersan, aradığı golü bulamadı. Rakip takım tempoyu düşürmek için daha çok topu yormayı tercih edince skoru penaltılar belirledi. Finale kalan Saray ve Muştakbaba final karşılaşmasında eski futbolculardan Abidin Güngördü, maçın ilk dakikalarında aldığı darbeyle, dizinin çapraz bağlarında kırık oluşması nedeniyle oyun dışı kaldı. Turnuvanın şampiyonu Saray Mahallesi Takımı oldu. Turnuvada ilk dörtte yer alan takımlara Kupa verilmesi ve bu oluşumda emeği geçenlere plaket takdimi sonraya bırakıldı. Turnuvanın En Centilmen Takımı; Hüsrevpaşa. En İyi Oyuncusu; Atatürk Mahallesinden İsmet Arıkız. Gol Kralı; Hersan Mahallesinden Cezmi Saygı. En Sempatik Takım Kaptanı; 8 Ağustos Muhtarı Yaşar Uşar ve Gönüllerin Şampiyonu; Hersan Mahallesi oldu.
Bütün dünyanın ortak mirası haline gelmiş olan futbolun birleştirici özelliğinden dolayı, '40 Yaş ve Üstü Mahalle Ligi Futbol Şöleni' uzun süredir gülmeye hasret kalmış Bitlis'in gülen yüzü oldu. Tatlı tebessümlerin eksik olmadığı maç sonrası, kentin Eski Sinema Yokuşu, dağılan insan seliyle geçmişi yeniden yaşadı. Mütevazı bir bütçeyle oluşturulan Organizasyonu devasa bir hale dönüştüren, destek veren bütün katılımcıları yürekten kutluyoruz. İlçelerin de bu oluşumda yer alma isteği ile geleneksel hale dönüştürülmesi sporun dayanışma, dostluk ve kardeşliği adına faydalı olacağı Bitlis'lilerin ortak dileğidir.