Bu sorunu çözmek için atılan adımlar ya yanlış atılıyor ya da yetersiz kalıyor. Soruna net bir teşhisin konulmadığını veya konulan geçici teşhislerin sorunu çözmekte yetersiz kaldığını söyleyebiliriz
Türkiye'de yaşayan Suriyeliler ile ilgili sivil toplum kuruluşlarının yaptığı ortada. Bilenler biliyor, bilmeyenler de kısaca şunu bilsinler ki kamplarda yaşayanların dışında bir milyon Suriyelinin değişik şehirlerde yaşadığından bahs ediliyor. Bahs ediliyor diyorum çünkü resmi rakam yok ortada devlet bile kaç Suriyelinin yaşadığından emin değil bu konuda devletin en üst düzey yetkilileri dahi bir rakam zikr etmekten çekiniyor. Bu Suriyelilerin tüm ihtiyaçlarını sivil toplum kuruluşları karşılıyor. Ne için sadece Allah rızası için.
Biz de MAZLUMDER olarak bu konuda ne yapabiliriz diye toplantı yaptığımızda yönetimden bir grup arkadaşımız bu konuyu gündemde getirerek, bir çok grup bir şeyler yapıyor ama aralarında bir koordinasyon yok, neye ihtiyaçları var belirlenmiş değil herkes karınca kararınca barınma, beslenme gibi acil ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Biz bir çalışma yapalım bunların sorunları ve ihtiyaçlarını belirleyelim çözüm önerilerimizi de ekleyerek bir rapor hazırlayalım teklifinde bulundular ve kabul gördü.
Arkadaşlarımız ciddi fedakarlıklar göstererek, kendi imkanlarıyla Suriyelilere yardım çalışması yapan sivil tolum kuruluşlarıyla, Kızılay ile, kamp sorumluları ve çalışanları ile, Suriyelilerin yoğun gittiği sağlık ocakları, hastaneler ve okullar ile görüşerek raporu bitirdiler.
Rapor iki ana başlıktan oluşuyor. Birinci başlıkta kapta kalan Suriyelilerin durumu ele andı, ikinci başlıkta serbest ikamet eden Suriyelilerin durumu.
Kampta kalan Suriyelilerin durumu, dışarıda kalanlarla kıyaslanamayacak kadar iyi, dışarıda kelimenin tam anlamıyla ve çok boyutlu bir dram yaşanıyor.
Raporda barınma, eğitim, adaptasyon, istihdam gibi sorunlarından ayrı ayrı söz ederek çözüm önerilerimizi de yazdık.
Devam eden ve ne zaman biteceği belli olmayan Suriye iç savaşını kim çıkardıysa gelenlere o yardım etsin. Bizde bu kadar işsiz ve aç insan varken bir de Suriyelilerle mi uğracağız? Bunlar geldi hastalık getirdi, hırsızlık yapıyorlar, dileniyorlar v.s… gerekçelerle Suriyelilere yardım konusuna olumsuz yaklaşan, bu insanlara kötü gözle bakan şahıs ve kurumlarla karşılaştık. Bunlar yardım çalışması yürüten sivil toplum kuruluşlarında da aynı şekilde ve aynı gözle yaklaşıyorlar.
Sayıları çok olmamakla birlikte böyle düşünen ancak konuşulup olayın insani yönü ortaya konulunca ikna olduklarını görmek de sevindirici oldu bizim için.
İşin sebep - sonuç ilişkisi başka, muhacir durumdaki Suriyelilere sahip çıkmak başka bir konu. Bana göre Suriyelilerin bize ihtiyacı yok bizim onlara ihtiyacımız var. Madem biz Müslümanız ve dünya hayatı bir imtihandan ibarettir bundan büyük imtihan mı olur?
Biz birinci sınıf lüks hayat yaşayalım, bir elimiz yağda bir elimiz balda olsun, savaştan kaçıp bize sığınan kardeşimize sırt çevirelim onları görmezden gelelim. Kusura bakmasın kimse bunun hesabı ağır olur. Kim bunun hesabının kendisinden sorulmayacağından emin olabilir ki?
Vesselam.