Milli Eğitim Bakanlığı'nın ücretli öğretmenlik sitemi ile ve farklı branş öğretmenlerini kullanarak bu işi götürmeye çalışması,ülkemizin ve milletimizin geleceğine zarar vermektedir.
Çünkü eğitim kalitesini düşürmektedir. Dershane sistemini bitirerek, okullardaki eğitim kalitesini iyileştirmek isteyen devlet yetkilileri, liselerdeki boş Kimya Öğretmeni kadrolarına gerektiği kadar atama yapmamaktadır. ÖSYM en zor soruları Kimya Öğretmenlerine sormaktadır. Buna rağmen Kimya Öğretmenlerinin puanları yüksektir. Gerekli nitelikleri de fazlasıyla sağlamaktadırlar. Binlerce Kimya Öğretmeni yıllardır emek verdiği halde, sınavlardan yüksek puan aldığı halde,boş olan kadrolara atama yapılmamaktadır. Liselerde Kimya dersleri boş geçmekte veya 'ücretli öğretmenlik' sistemi ile öğretmenler güvencesiz ve zor şartlar çalıştırılmaktadır. Bu olumsuz şartlar eğitimcilerin psikolojisini olumsuz etkilemektedir.
Çoğu okullarda da Kimya derslerine farklı branş öğretmenleri girmektedir. Kimya dersi farklı branşlardaki öğretmenlerle sürdürülemeyecek kadar hassas ve önemlidir. Kimya Öğretmeni alımları yıllardır çok az olmaktadır. Kimya Öğretmenlerine beş yılda verilen toplam kontenjandan daha fazlası,başka alanlara sadece bir yılda verilmektedir. Ayrıca alan değişikliği ile başka alanlardan Kimya Öğretmenliğine geçiş yapılması,atama bekleyen Kimya Öğretmenlerini mağdur etmektedir. Bu durum eğitimi olumsuz etkilediği bir gerçektir bunu lys-ygs sınavlarındaki kimya netlerinden de görmekteyiz.
2014 Şubat ayında 376 Sınıf Öğretmeni Kimya Öğretmenliği'ne alan değişikliği ile geçirilmiştir(Alan değişikliğinden en fazla etkilenen ilk üç branştan biri de kimya). Başka alanlardan geçiş için verilen bu kadar bol kontenjan,atama bekleyen Kimya Öğretmenlerine hiçbir zaman verilmemiştir. Kimya Öğretmenleri gerekli niteliklere fazlasıyla sahip olduğu halde atamaları yapılmayarak açık alan değişikliği yapılarak giderilmeye çalışılmaktadır. En önemli konulardan biride okullardaki kimya saatinin yetersiz oluşudur kimya dersi yetersi olduğundan müfredat yetişmemektedir buda lys-ygs sınavlarına yansımaktadır bu durum öğrencileri dershaneye itmekte okulların eğitim kalitesini düşürmektedir konular üstünkörü geçildiğinden öğrencilerde olumsuz bir duygu oluşturmakta ve ezbere itmektedir kimya dersi ezber dersi değildir kimya dersi dershanede değil en iyi okulda öğrenilir.
Genç,dinamik,bilişim çağının ihtiyaçlarına cevap verebilen,eğitimde teknolojiyi kullanabilen Kimya Öğretmenlerinin,ihtiyaç olmasına rağmen boş bekletilmesi vicdanları sızlatmaktadır. Liselerdeki boş Kimya Öğretmenliği kadrolarına yeterli atama yapılmaması,genç Kimya Öğretmenlerini mağdur ettiği gibi,ülkemizin ve milletimizin geleceğine de zarar vermektedir. Bizler kimya öğretmenleri olarak artık bu olumsuzluklara dur denilmesini istiyoruz. Yılların mağduriyeti giderilsin istiyoruz. Aşağıdaki makalenin bir bölümünden alıntı yapılmıştır bu önemli makalede de görülüyor ki kimya çok önemli bir bilim dalı olma özelliğini taşıyor.
KİMYAYA HÜKMEDEN DÜNYAYA HÜKMEDER!!!..
Kimyaya Hükmeden Dünyaya Hükmeder… Sayın Prof. Dr. Nazan Apaydın Demir'in Chempublish makalesinden de anlıyoruz ki kimya ne kadar önemli ve değerli bir bilim dalıdır.
Kimya sanayisi, plastikten kozmetiğe, ilaçtan boyaya, üretiminin yaklaşık %30'u tüketiciye doğrudan ulaşan bitmiş ürünler, %70'i ise diğer sektörlere (tekstil, elektrikli eşya, metal, madeni ürünler, inşaat, otomotiv, kağıt, hizmet sektörü) hammadde sağlayan ürünlerden oluşan merkezi bir endüstri koludur. Bu nedenle kimya sanayi, hem insanların gündelik yaşamları açısından hem de diğer sektörler açısından ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Kimya sanayisi ekolojik dengelerin korunması ve insan yaşamının kalitesi açısından tartışmasız bir numaralı alandır.
Doğal kaynaklı ürünlerde Kimya içerir, dünya üzerinde hiçbir ürün Kimyadan bağımsız değildir.
KİMYA ENDÜSTRİSİNİN DÜNYA EKONOMİSİ & AB ÜLKELERİNDEKİ MEVCUT DURUMU
Dünya kimya sanayinde önceki yıllarda süren Avrupa Birliği hakimiyeti, son yıllarda Uzak Doğu ve Asya'ya geçmiş bulunmaktadır. 2011 yılında dünyadaki toplam kimyasal madde satışı 2.744 milyar Euro olmuştur. 2011 yılında, 2010 yılına göre %11,6'lık bir artış gerçekleşmiştir. 2011 yılı satışların 1.425 milyar avroluk bölümünü Asya ülkeleri, 642 milyar Euro lük bölümünü Avrupa'daki ülkeler, 470 milyar Euro lük bölümünü NAFTA ülkeleri gerçekleştirmiştir. Kimya sanayisi, 1997-2007 yılları arasında küresel ölçekte yıllık ortalama yüzde 5 büyümüştür. Bu dönemde yıllık ortalama büyüme AB ve NAFTA bölgesinde yüzde 4, Asya'da yüzde 6 ve Ortadoğu'da yüzde 9 olmuştur. 2020 yılına kadar olan dönemde kimya sanayinde küresel ölçekte büyüme oranı yıllık ortalama yüzde 4,4 olarak öngörülmektedir.
Kimyevi madde ve mamullere yönelik kuvvetli talep artışı, ilave kapasite ihtiyacını da tetiklemektedir. 2020 yılına kadar olan dönemde ilave kapasitelerin önemli bir bölümü Asya'da kurulacaktır. Bu süreç de Körfez ülkeleri de ham petrol ürünleri ile birlikte işlenmiş ürünlerin üretimi ve ihracatını da hedeflemektedir. Bu nedenle Ortadoğu'da işleme kapasitesi genişleyecektir. Kimya sanayinde teknolojik yenilikler alt sektörlerde ve ürünlerde gelişmeleri önemli ölçüde şekillendirecektir. İmalat sanayi içinde teknolojik ilerlemelerin en çok etkili olacağı sektörlerin başında Kimya Sanayi gelmektedir.
Teknolojik gelişmelerin kozmetik, ilaç/medikal ürünler, doğal kaynaklı gıda katkı maddeleri, doğal lif üretimi yönünde, ağırlıklı olarak doğal kaynaklı BİYOTEKNOLOJİK yönde açılım gösterecektir. Kitlesel ürünlerin yanı sıra, kişiye özel spesifik ve nitelikli ürün imalatı da bir çeşit VIP üretim olarak gelişecektir. Dünyada Kimya Sanayinde gelişmeler, bilimsel gelişmelere paralel olarak NANOTEKNOLOJİ, BİYOKİMYA, BİYOTEKNOLOJİ, KÖK HÜCRE TEKNOLOJİLERİ, GENETİK, alanlarında gözlenecektir. Son yıllarda bu alanlarda yapılan araştırmalar meyvelerini vermeye başlamıştır. Kimya Sanayi bilimde devrim niteliği taşıyan, adeta canlıyı yeniden kurgulayan bu bilimsel gelişmelerin sanayiye uygulandığı alan olarak tarihi bir dönemeçtedir. Geleneksel yöntemlerle moleküler düzeydeki gelişmelerin ürüne dönüştürüldüğü yöntemler arasında sancılı bir süreç geçiren alan bu dönüşümü doğru yönetebilirse; adeta sanayinin tamamını kapsayacak ve doğu mistizminin simgesi olan ZÜMRÜDÜ ANKA gibi kendi küllerinden yeniden doğacaktır. Bilimin sihirle karıştığı Simyanın yeniden dönüşü bu defa Kimya Sanayisinin üretimleri ile gerçek olacak gibidir.
21. YÜZYIL KUŞKUSUZ KİMYA SANAYİSİNİN ALTIN ÇAĞININ BAŞLANGICI OLARAK ANILACAKTIR
Simyacıların yapamadığını modern zamanların, kimyagerleri yapacak, dokundukları her ürünü altından daha değerli tüketim mallarına dönüştüreceklerdir. Bu süreç de bilimsel bakışın ve eski anlayışın değiştirilmesi zorunludur. Üstelik bu konu zamana bırakılamayacak kadar da ciddi ve acildir. Bu kritik dönemeç de; sanayi, bilim ve yasal mevzuat birlikte hareket etmeli, ekolojik dengelere saygılı, insan yaşamını/sağlığını en büyük değer kabul eden bir anlayışla, yeni bir Kimya Sanayisi dönüşümünü/anlayışı gerçekleştirmelidir.
AMAÇ; İnsan sağlığını ön koşul kabul eden anlayış, Çevreyle ve insan doğasıyla uyumlu ürünler ile yaşan süresini ve kalitesini artırmak olmalıdır.
DÜNYA VE ÜLKEMİZ İÇİN SONUÇLAR 2020 yılında dünya nüfusunun 9 milyar, 2050 yılında 10,5 milyar olacağı tahmin edilmektedir. Bu nüfusun beslenmesi insanları düşündürmektir. Bilim ve teknolojide ilerleme bugünkü tempoda giderse tehlike mümkün mertebe azalacaktır. Genetik, biyo-teknoloji ve kimyanın daha şimdiden yirmi birinci yüzyılın en önemli gelişme alanları olacağı düşünülmektedir.
Dünya kimyacıları doğal kaynaklardan büyük ölçüde yararlanma yollarının araştırılması konularına ön planda yer vermekte ve çoğu araştırmalarını bu alanda yoğunlaştırmaktadır. Kimya, insanların daha mutlu bir yaşama kavuşmaları için her türlü imkanı sağlamaktadır. Amerikan Kimya Derneğinin kuruluşunun 75nci yıl dönümü hatırası olarak hazırlanmış olan amblemin üzerinde; ''Kimya, daha iyi yaşamanın anahtarıdır'' (Chemistry, key to better living) yazısı gerçeğin tam bir ifadesidir.
SONUÇ Bugün gelişmiş, yani sanayileşmiş, ülkelerin ekonomik gelişmelerinde 'öncü sektör' olarak nitelendirilen sektörlerin başında kimya sektörü gelmektedir. Kimya sanayi olmadan sanayileşmenin düşünülmesi, kan dolaşımı olmadan bir insanın yaşamını sürdürebilmesini düşünmek gibi imkansız bir şeydir.
ÜLKE BAZINDA BAKILDIĞINDA; ''KİMYAYA HÜKMEDEN DÜNYAYA HÜKMEDER''