Bu muharebe, Osmanlı İmparatorluğu'nun Memlûk Devleti'ne karşı kazandığı önemli bir zafer olarak tarihe geçti.
Muharebenin sonucunda, Memlûk Sultanı Kansu Gavri'nin ölümü ve Memlûk kuvvetlerinin dağılmasıyla birlikte Suriye toprakları, Osmanlı Devleti egemenliği altına girdi. Bu zafer, Osmanlı İmparatorluğu'nun Suriye'ye geri dönüşünü sağlayarak, bölgedeki hakimiyetini pekiştirmesine büyük katkı sağladı.
Ana Harekat ve Stratejik Değişiklikler
1516 yılında, Doğu cephesindeki serdar Bıyıklı Mehmed Paşa'ya yardım etmek amacıyla, 28 Nisan tarihinde Sadrazam Sinan Paşa ve 5 Haziran tarihinde I. Selim İstanbul'dan ayrıldı. I. Selim, Kansu Gavri'nin önderliğindeki Memlûk ordusuyla karşılaşma ihtimalini göz önünde bulundurarak hareket etti. Memlûklerle yaşanan gerilim ve elçilere yapılan muameleler, iki devlet arasındaki siyasi krizi daha da tırmandırdı.
Zaferin Anahtarı: Strateji ve Düzenli Güç
Muharebe günü geldiğinde, Osmanlı ordusu üç kola ayrılarak klasik harp düzeni içinde ilerledi. Yavuz Sultan Selim, Sadrazam Sinan Paşa ve Yunus Paşa merkezde yer aldı. Sağ kanatta Anadolu Beylerbeyi Zeynel Paşa, sol kanatta Rumeli Beylerbeyi Küçük Sinan Paşa bulunuyordu. Osmanlı ordusu, seyyar sahra toplarıyla desteklenmiş bir düzenli ateş gücüne sahipti.
Mücadele ve Sonuç
Memlûk ordusu, hızlı süvari hücumlarıyla Osmanlı ordusunu dağıtma amacı güttü. Ancak düzenli Osmanlı ordusu, taarruzları püskürtmeyi başardı. Memlûk süvarileri zamanla yorgun düşerken, Osmanlı ordusu iyi bir strateji ve düzenli ateş gücüyle onları püskürttü. Muharebenin sonunda Kansu Gavri öldü, Memlûk ordusu dağıldı ve Osmanlı İmparatorluğu zafer kazandı.
Zaferin Yankıları ve Bölge Hakimiyeti
Bu zaferle birlikte, Osmanlı İmparatorluğu Suriye'ye kesin bir şekilde geri döndü ve Memlûk Devleti'nin etkisi kırıldı. Kansu Gavri'nin ölümü ve Memlûk ileri gelenlerinin rütbelerine yakışır şekilde cenaze törenleri düzenlenmesi, zaferin ihtişamını gösterdi. Memlûk hazine hazineleri Osmanlılar tarafından ele geçirilerek, imparatorluğun ekonomik gücü daha da arttı.
Mercidâbık Muharebesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun Suriye ve bölge genelindeki hakimiyetini sağlamlaştırdığı, tarihi ve stratejik bir dönüm noktası olarak önemini koruyor.