DIŞ SİYASET
Kur'an bizim anayasamızdır, Resul bizim liderimizdir, Cihad bizim yolumuzdur, ALLAH yolunda şehit olmak en büyük arzumuzdur, Yaptığımız her amelin gayesi Allah rızası içindir. Kardeşim sen parmaklıklar arasında olsan da özgürsün, prangalara vurulsan da özgürsün, sen Allaha bağlandığın zaman sana kölelerin tuzağı ne zarar verebilir ki? Kardeşim Mursi küfrün ordularını kökten sileceksin ve bununla yeniden fecr doğacak, sen ruhunu bu fecrin doğuşuna teslim et, o zaman fecrin bizi karşıladığını göreceksin. İşte bütün mesel buydu, BUNUNLA BAŞLAMIŞTI….
Kahire ceza mahkemesinin Muhammed Mursi, Muhammed bedi ve dünya Alimler birliği başkanı Yusuf el Karadavi'nin de aralarında bulunduğu 106 ihvan teşkilatı isimlerine idam cezası verdi, bu hareketler mücahit yiğitlere hediyedir.
Mursi bir türlü askeri vesayetin kıskacından kendisini ve teşkilatını kurtaramadı. Yemin törenini bile askeri vesayet altında yaptı. Aslında gerçek ve açık olan bir şey varsa oda Mursinin Siyonist İsrail hedeflerine ters düşen hamleler yapması oldu. Başa geldiği ilk aylarda İsrail'le olan ilişkilerin birçoğunu askıya aldı. Ve sonuç ortada daha bir yılını tamamlamadan general sisi tarafından darbeyle indirildi.
Biz bu coğrafyada çok darbe gördük. Darbenin her türlüsü, askeri bürokrasinin yönetime el koyup sonrasında demokratik olmayan yollarla kendilerini meşrulaştırmaya çalışmaları haksızlıktır, hukuksuzluktur, adaletsizliktir.
Bugün yemende, Suriye'de, Gazze de Arakan da, Keşmir de, Afganistan da, Irakta Müslüman coğrafyasının ezici çoğunluk bölümünde firavunların Hamanların, kezzapların Müslüman kanı akıtması veya hukuksuz ve adaletsiz yöneticilik sergilemelerinde biz Hz. Muhammed(S.A.S) cemaatinin büyük vebali vardır. Vahdet bilincinden yoksun olmaya birlik, bütünlük ve tek ses olmamaya devam ettiğimiz sürece bu coğrafyada daha çok acılar yaşayacağımız reel anlamda bir gerçektir.
Mursi idam cezası aldı lakin bu idam, İslam kahramanların ne ilk idamıdır nede son. Hasan el-Benna, Seyyid kutup gibi mısırlı İslam kahramanlarını şehit ederek bu ruhu nasıl ki söndüremedilerse İslam ümmetinin yükselişini Mursi'yi şehit ederek de elde edemeyeceklerdir. Güzel bir söz vardır: Zulm ile abad olunmaz.
Firavunlar varsa Musalar da vardır. Firavuna karşı durmak yetmez Musa'nın yanında durmak lazım, nemrutlar varsa İbrahimlerde vardır. Allah nurunu tamamlayacaktır.
İÇ SİYASETİMİZ,
Seçim yaklaştıkça sertleşme ve restleşme aynı miktarda artıyor, bu tabi ki tehlikeli bir durumdur. Savaş değil, seçim yapıldığını lütfen birileri, birilerine anlatsın.
Ak parti kendisi için adeta çok önemli olarak bulduğu, bu seçimden, yeni genel başkanı ile yeni bir zafer istiyor. Bu da olur, olmaz yeni bir yük ve stresi beraberinde getiriyor. Ak parti, diğer seçimlere nazaran hücum değil savunmada kalmayı tercih ediyor. Buda bazen, daha sert tartışmalara neden olmakta.
C.Başkanı'nın, AK parti için miting yaptığı söyleniyor, doğru ya da yanlış olabilir, lakin seçilmiş ve aynı zamanda parti adı altında seçilmiş bir C.başkanı, aynı zaman da anayasa ve oynan oyun bunu gerektirdiğinden dolayı, mitingler yapmakta, bu da seçilmişliğin verdiği en doğal haktır. Diye, bu hakkı da sonuna kadar kullanmakta.
En çok da KURANI kerimi eline alışı konuşuluyor, aslında şöyle düşünülebilir: 'Eğer biz İslam Kur'an diyorsak, bu kitabın içindekilerin verdiği bütün hak, hukukların hepsini ne az, ne fazla bütün herkese hakkı verilmelidir.' Ki zaten olması gerekende budur.
Bazı ak parti yöneticileri: 'HDP barajın altında kalırsa, süper olur.' Dedi, diye kızılıyor. Hayır! Diyebilir, çünkü: Siyasi mücadele içinde bulunmakta, aynı şekilde HDP'liler de: 'Ak parti, tek başına iktidar olmazsa süper olur.' Diyebilir, bu da onların en doğal hakkı. Tersi söylense şaşmak gerekir zaten.
Nerede olursa olsun, bir partinin seçim bürosuna ya da adaylarına yapılan saldırılara lanet olsun! Şimdi ye kadar, birçok yerde hdp'ye bu tür saldırlar yapıldı. Umarız ki bir daha yaşanmaz.
Seçim sonucundan çok HDP'nin barajı aşıp aşamayacağı konuşulmakta. Bizlere de, her yerde bu soru soruluyor. Geçiyor ya da geçmiyor.' Diyemeyiz. Çünkü barajın çeperinde dolanıyor, diyebiliriz.
Şu anda kesin olarak, Siz farklı fikirlerde olabilirsiniz ya da ideolojik teveccühünüz farklı olabilir. Lakin, bu kadar gönül vermiş ve seveni bulunmakta olan, aynı zamanda ülkenin barışı için mihenk taşı bağlamında partinin, barajın altında kalması nasıl bir vicdana sığar ki. Hakkari' den yüzde 80 küsür oy alacaksınız ki, birkaç şehir de böyle oy almakta ama milletvekiliniz olmayacak, bu hırsızlık ve ya haksızlık değil mi? Bu bizim vicdanımıza sığmıyor. Ya sizin?
Tabi ki seçim sadece dört partiden ibaret değil. Sadet partisi, Hüdapar bağımsız adayları ve diğer partileri de saymamak haksızlıktır. Onlar da medya sansürüne ve haksızlıklara rağmen sahadalar.
Neredesin 8 Haziran? Gel de görüşelim seninle, belki durulur bu hava, bir nebze…
NOT: HAK GELECEK, BATIL ZAİL OLACAK….
NOT: Evet Kɑrdeşim! Gülmek vɑrken surɑt ɑsmɑk niye, güldürmek vɑrken ɑğlɑtmɑk niye, güzel sözler söylemek vɑrken kɑlpleri kırmɑk niye? Hɑyɑt çok kısɑ ɑrkɑdɑşım ve bu dünyɑdɑki hiç bir şey kırılɑn kɑlplere değmez…