1930 yılının 13 Temmuz'unda, Ağrı Dağı isyanları sırasında Ferik Salih Omurtak komutasındaki 9. Kolordu, Üçüncü Ağrı Harekâtı öncesinde Van'ın Erciş ilçesine bağlı Zilan Deresi'ne sığınan Müslüman Kürd halkını acımasızca katletti.
Zilan Katliamı (Komkujiya Zîlan) olarak bilinen bu katliamda, Cumhuriyet gazetesine göre 16 Temmuz 1930 tarihinde 15 bin kişi, Kürt yazar Hesen Hîşyar Serdî'ye göre ise Ademan, Sipkan, Zilan ve Hesenan aşiretlerinden oluşan 18 köyden 47 bin köylü, Garo Sasuni'ye göre ise aralarında 5 bin kadın, çocuk ve yaşlının da olduğu on binlerce kişi katledildi.
Bu süreçte köyler yakıldı, insanlar evlerini terk etti, zorla topraklarından sürüldü.
Bugünden geçen uzun yıllar, binlerce insanın katledildiği acının unutulmasına engel olamadı.
Yeni rejim, ulus devlet anlayışıyla hareket ederek Müslüman Kürtleri katliamlara maruz bıraktı. Şeyh Said'in öldürülmesinden sonra sadece isyana katılanlar ve aileleri değil, isyana katılma sözü veren, haberleri olmayan insanlar için de sürgün kararları alındı. Sürgün, Ağrı'da şok etkisi yarattı. Sürgün emrini duyanlar arasında teslim olmayanlar direnme kararı aldı, yakalanan ve sürgüne gönderilenlerin bir bölümü ise kaçarak Suriye'ye gitti.
1928 yılında Türkiye, direnişçileri vazgeçirmek için af çıkardı. Ancak İran'da faaliyetlerine devam edenler de dahil olmak üzere, dağlardan inen direnişçiler nihayetinde Süleyman Nazif'in isteğiyle elleri başlarıyla birlikte kesilerek cezalandırıldı.
Zilan bölgesindeki köylerin ele geçirilerek isyancıların geçim kaynaklarından mahrum bırakılacağı, bölgenin temizlendikten sonra Ağrı Tepeleri hattına doğru ilerleneceği ve bölgede jandarma alayları için gerekli yerler dışında yerleşim alanı bırakılmayacağına dair Bakanlar Kurulu Kararnamesi doğrultusunda 9. Kolordu Komutanlığına emir verildi.
Ordu, 7. Kolordu ve 9. Kolordu ile 80 uçaktan oluşan hava gücünü kullandı. Cumhuriyet gazetesi muhabiri Yusuf Mazhar'ın aktardığına göre, isyana katılan tüm köyler yakıldı ve yaklaşık 15 bin kişi Zilan Deresi'nde katledildi. Kurtulanların bir kısmı İran'a kaçmayı başardı.
Rejim, dış müttefikleriyle birlikte harekete geçti. Sovyetler Birliği, Ankara Hükümeti'ne uluslararası destek sağladı. Ankara, İran Şahı ile anlaştı ve Türkiye ile İran arasında toprak değişimi gerçekleşti. Başkaldıranların İran'a geçişleri engellendi ve imha harekatına girişildi. Hava kuvvetleri güçlendirilerek bölgeye yönlendirildi ve bombardıman için 80 uçak kullanıldı. Yunanlara karşı yapılan büyük taarruzda görev alan askerlerden daha fazla asker bu bölgeye seferber edildi.
Zilan Katliamı, Türkiye ve dünya medyasında geniş yer buldu.
Bugün, Kürt halkı başta olmak üzere vicdan sahibi herkes, Zilan Katliamı dahil bölgede işlenen suçlar nedeniyle devletten özür bekliyor. İstiklal Mahkemeleri ve Genelkurmay arşivlerinin açılması, 1923 ile 1950 yılları arasında yaşanan olaylara ışık tutacak ve karanlık noktaları aydınlatacaktır. (İLKHA)