Piyasalar

Eylül ayında global piyasaların gündemi FED’in ne zaman faiz artıracağı ve ABD’de yaklaşan başkanlık seçimleri oldu.

FED'in Eylül ayı toplantısında faiz oranlarında bir değişikliğe gidilmedi. Toplantı sonrasında Başkan Yellen, yaptığı açıklamada yılsonuna kadar toplam bir faiz artışının olacağını öngördü. Bununla birlikte ekonomide aşırı ısınma riskinin olmadığı ve FED üyeleri arasında önemli görüş ayrılıkları olmadığını da belirtti. FED, 2016 yılı için büyüme beklentisini de %2,0'den %1,8'e çekti.

FED tarafından bu açıklamaların yapılması, piyasalar tarafından Aralık ayında faiz artırımı yapılacağı beklentisi oluşturdu. Buna karşın bazı FED yetkilileri Aralık ayından önce de faiz artırımı ihtimalinin yüksek olduğu yönünde açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalar doların değerinde artışa yol açtı.

ABD başkanlık yarışında sona kalan iki aday, geçtiğimiz hafta ABD'de bir televizyon kanalında karşılıklı bir münazara gerçekleştirdiler. Bu münazara, ekonomi cephesi tarafından da oldukça dikkatle izlendi. Yapılan münazarada Demokratların adayı olan Hillary Clinton'ın üstünlük sağlaması piyasalar tarafından olumlu karşılandı.

Avrupa tarafında ise bankacılık tarafında sıkıntılı bir döneme girildi. Almanya kökenli Deutsche Bank'a ABD'de bazı faaliyetlerinden dolayı ceza kesileceği haberleri ilgili bankada büyük sıkıntılara yol açarken diğer Avrupa bankalarında da panik oluştu.

Petrol tarafında ise OPEC ülkelerinin anlaşacağı yönünde gelen haberler petrol fiyatlarında yükselişe yol açtı ve Brent petrol 50 doların üzerine çıktı.

Eylül ayında ABD ikinci çeyrek büyüme verisi yukarı yönde revize edildi. Daha önce %1,3 olarak açıklanan ABD ikinci çeyrek GSYH verisi %1,3'e revize edilmiş oldu.

Jeopolitik gelişmelere göz attığımızda ise ABD ve Rusya'nın Suriye'de gerçekleştirdikleri operasyonlar takip edildi. ABD'nin operasyonlarda yanlışlıkla Suriye devletine bağlı 61 askeri öldürmesi gerilime yol açsa da taraflar arasında önemli bir sıkıntıya yol açmadı.

Ekim ayında global piyasaların gündemi yine FED toplantısı olacak. Toplantıda her ne kadar faiz artırım ihtimali küçük görülse de 2016 yılının sonuna yaklaşılıyor olması ve FED Başkanı tarafından en az bir faiz artırımı öngörülmesi doların değerinde yükselişe yol açmaktadır. Alman bankası Deutsche Bank'a kesilecek ceza konusunda görüşmeler sürerken çıkan bazı haberler ABD'nin beklenenin altında bir ceza kesebileceği yönünde. Buna karşın hem ilgili banka ve hem de Avrupa'nın diğer bankaları için sıkıntılar bitmiş değil. Bu konuda yaşanacak olan gelişmeler piyasalar tarafından yakından izlenmeye devam edecektir. Petrol tarafında ise Brent petrol 50 doların üzerinde tutunmaya çalışıyor olsa da İran'ın petrol arzını artıracağı beklentileri değer kayıplarına yol açabilir. Bilindiği gibi petroldeki dalgalanmalar Asya ve ABD piyasalarında önemli tepkilere yol açabilmektedir.

Eylül ayında Türkiye ekonomisinde öne çıkan ana konuların başında uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in kararı geldi. 15 Temmuz'da yaşanana darbe girişiminin ardından S&P tarafından not indirimi yapılırken Moody's ve Fitch, Türkiye'nin kredi notunu pas geçmişti. 23 Eylül tarihinde Moody's, Türkiye'nin notunu 'yatırım yapılabilir' seviyesinin altına düşürdü. Böylece iki kuruluş tarafından yatırım yapılabilir seviyesinde notu olan Türkiye, bunlardan bir tanesini kaybetmiş oldu. Not düşüşünün ardından yurtiçinde çeşitli otoriteler tarafından not indiriminin haksız olduğu vurgulandı. Bunun yanında hükümet tarafından yapılan açıklamalarda not indirimi sonrasında net bazda önemli bir çıkışın gerçekleşmediği vurgulandı.

TCMB tarafında ise beklentiler doğrultusunda Eylül ayı toplantısında faiz indirimi devam etti. TCMB, 22 Eylül'de faiz koridorunun üst bandını beklendiği gibi 25 baz puan indirerek %8,5'ten %8,25'e çekti. Politika faizi %7,50 ve faiz koridorunun alt bandı ise %7,25'te kaldı. Geç likidite penceresi borç verme faiz oranını da %10,00'dan %9,75'e indirdi.

Eylül ayı enflasyon verilerine göz attığımızda hem TÜFE ve hem de ÜFE'de sert bir düşüş görüldü. Aylık enflasyon TÜFE'de %0,18 ve ÜFE'de %0,29 olarak gerçekleşti. Yıllık bazda ise TÜFE %7,28 ve ÜFE %1,78 oldu. Hem ÜFE ve hem de TÜFE'de yıllık enflasyon sert düşüş kaydetti. Enflasyondaki düşüşün detayları incelendiğinde yıllık TÜFE'de önceki ay %8,05 olan enflasyonun %7,28'e düşmesinde en fazla etki gıda enflasyonundaki düşüşte yaşanmıştır. Gıda, enflasyon sepetinde%23,68 ile en fazla paya sahip kalem olup bu dönemde gıda enflasyonu %6,19'dan %4,16'ya düşmüştür. Enflasyondaki düşüşte diğer grupların etkisi sınırlı kalmıştır. Eğitim ve ulaştırma grupları dışında kalan diğer tüm gruplar enflasyonun düşüşüne katkıda bulunurken bu iki grup ise düşüşü sınırlamıştır.

Dövizin seyri incelendiğinde Eylül ayı başında yüksek olan döviz, ay ortasında bir miktar geri çekilirken Moody's'in not indirimi sonrasında Eylül ayının ilerleyen günlerinde yükseliş trendi görüldü.

Eylül ayında bu gelişmeler yaşanırken Ekim ayı başında oldukça önemli gelişmeler yaşandı. Bunların başında 3 ay olarak daha önce belirlenen OHAL süresi 6 aya çıkarılırken bununla birlikte Fitch'in raporu ve yurtiçinde OVP açıklandı. Fitch, Eylül ayı Küresel Ekonomik Görünüm (GEO) raporunda Türkiye ile ilgili tahminlere de yer verilirken, gelecek birkaç yılda ekonomik büyümenin ivme kazanacağı ve enflasyonun düşeceği öngörüleri öne çıktı. Buna göre, Türkiye'de gayri safi yurtiçi hasılanın bu yıl yüzde 3, gelecek sene yüzde 3,2, 2018'de de yüzde 3,5 artması tahmin ediliyor. Ayrıca, Türkiye'de enflasyonun bu sene yüzde 7,9, gelecek yıl yüzde 7,7, 2018'de de yüzde 7,5 olması bekleniyor. Bu sabah Başbakan tarafından açıklanan OVP'ye (Orta Vadeli Program) göre büyüme beklentileri aşağı yönde revize edildi. 2016 büyüme beklentisi %4,5'ten %3,2'ye revize edildi. 2017 için %4,4, 2018 ve 2019 için ise %5 büyüme öngörüldü.