Sallamayın Ulan..!

Ülkemin ve Milletimin başı sağ olsun diyerek başlıyorum söze.

İçinden geçtiğimiz şu hassas günlerde, bir tokat gibi yüzümüze çarpan felaketle sarsıldık. Evde başını dizime koymuş uyuyan oğlumun verdiği huzuru yaşamaya çalışırken, tavana bağlı avizenin çıkardığı karanlık sesle attım kendimi dışarıya. Sallanıyordu yeryüzü ve uğultular vardı umutsuz. Koşuşturan insanlar sokağa çıkabilme telaşında. Biri sallıyordu altımızdaki zemini, herkes başına gelenin farkındaydı ve çarenin yine derdi verende olduğunu biliyordu ve 'kurtar' diyordu sığındığına.

Birde o zelzele öncesi ve sonrası sallayanlar vardı ki işte akıllara zarar.

Biri 'barış' diyerek sallıyor, sonra ateş saçıyor,

Birisi 'Kardeşliğimiz bozulmaz' diyerek sallıyor, sonra anamıza küfrediyor.

Birisi 'paralar gani, bolluk içindeyiz' diye sallıyor, sonra Zammı dayıyor.

Birisi 'Sizin için buradayım' diye salladı, küpünü doldurmak için kovaladı

Hele hele bir iki böcek çıkıp öyle bir salladılar ki, Bende çıkıp sülalelerine salladım.

Yeter ulan yeter sallamayın artık, ne sizin uyutmak istediğiniz bebekleriz, ne de borcunuzu ödememek için yalan söyleyip salladığınız alacaklınız. Bu halk bıktı artık çocuk yerine konmaktan. Herkes biliyor artık hiçbir şeyin, sizlerin anlattığı gibi olmadığını. Okulda olması gereken çocuğun, boya sandığı taşıyıp, çamurlu rugan ayakkabıları boyamaya devam edeceğini kim inkar edebilir. Kim diyebilir ki memurlar ay sonu hesabını yapmadan uykuya dalacak yada harç parasını denkleştirmek için tatilinde amale olmayacak öğrenciler. Kim durduracak eli kalem yerine taş tutan çocuklar sokağa sadece oyun için çıkacak yada Molotof ile sokakları ateşe vermek yerine maçlarda bayrak sallayacak gençler. Kim durduracak akan kardeş kanlarını yada gözbebekleri ağlamaktan kurumuş anaların yüreklerindeki acıları. O kadar çok acı çektik ki ve o kadar çok bastılar ki kanayan yaralarımıza, ne güven kaldı ne inanç.

Kimse tozpembe göstermeye kalkmasın bu karanlık zamanı. çeteye bulaşmış bir ordu, yandaş ve Candaş diye ayrılmış bir medya, kendi derdinde bir muhalefet, sorun çözmek yerine meclisten kaçan, sonra da 'mesaj verdik geri geldik' diyen Milletvekilleri ve en önemlisi Deprem ve afet olaylarına karşı toplanan vergileri harcadığını söylemekten çekinmeyen bir iktidar. Nesrinden tutsanız elinizde kalır.

Ama bu felaketten ve umutsuzlukların ardından şunu anladım ki, Yukarıda tüm saydıklarıma rağmen, tüm faşistçe ve şerefsizce saldıranlara rağmen, acımadan ayırmadan katledenlere rağmen, bu halk şunu gösterdi. Bu halk doğusuyla batısıyla, Türküyle Kürdüyle kopmaz bağlara sahiptir, konu acıları paylaşmak olduğunda kimseye ihtiyaç duymadan lokmalarını paylaşmayı iyi bilir. Türkiye'nin her yerinden yüzlerce yardım yüklü kamyonların Van'a gitmesi de bunun en büyük kanıtıdır. Bir dahakine Acıları değil Sevinçleri paylaşan bir Türkiye görmek ümidiyle, Hazin depremde ölenlere Allahtan rahmet geride kalanlara Sabır diliyorum, Bölücü açıklamalar yapan Müge ANLI isimli Arnavut göçmeni, Yahudi asıllı küçük beyinli zavallılyıda Lanetliyorum.