İşsizlik, Bitlis'in yeni kaderi değil. Daha önce de kentin işsizlik sorunu vardı. Ama 90'lı yıllardan sonra köyden kentte ciddi oranda göçün başlaması, işsizlik oranını daha da artırdı.
Geçim kaynağı ve ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanan kentte, Ahlat Tarım Havzası dışında nerdeyse tarım yok denilecek kadar azaldı. Azalan üretime karşı, tüketim ve israf had safhada.
Daha önce köyünde, tarlasında, yaylasında çalışan gençler, bu gün ya işsiz ya da metropol şehirlerin çıkmaz sokaklarında ekmek mücadelesini veriyor. Nerdeyse her evden bir veya iki genç batı illerinde çalışmaya gidiyor.
İster buna günümüzün şartları deyin, ister konjonktür gereği değin, ne derseniz deyin, bana göre hükümetin yanlış politikalarına bağlı olarak tarım ve hayvancılık bitti. Peki, hükümetin tarım ve hayvancılığı desteklememesinden mi kaynaklanıyor? Hayır. Destek ve teşvikler veriliyor. Yeterli bir destek ve teşvik olmasa bile toplum artık hazıra konmayı, çalışmadan kazanmayı, emek vermeden ekmeğe sahip olmayı, tabiri caizse kısa yoldan köşeyi dönmenin hesabının peşinde.
Toplumumuz çalışmayı, üretmeyi, kendi ayaklarını üzerinde durmayı bıraktı. Devletten yardım almayı, masa başı çalışmayı istiyor. Bu da işsizliği artırdı.
Son zamanlarda Bitlis'te ciddi yatırımlar yapılıyor. Özellikle Bitlis'in 6. Bölge teşvikleri kapsamında faydalanıyor olması, yatırımcıların gözünü buraya çevirdi.
Buna bağlı olarak kentte yatırım yapacak yatırımcıların, kendilerine sağlanan gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, vergi indirimi, sigorta primi, işveren hissesi desteği, gelir vergisi stopajı desteği, sigorta primi desteği, faiz desteği ve yatırım yeri tahsisi gibi destekler nedeniyle tekstil sektörü anlamında ciddi bir yatırım yapıldı.
Bitlis adeta tekstil kent haline geldi. Binlerce gencimiz buralarda istihdam ediliyor. Batı illerinde insan gücünü bulamayan, asgari ücrette çalıştıracak eleman bulamayan tekstil sektörü bölgeye yöneldi. Çok düşük ücretlerle işçiler çalıştırılıyor.
Fakat tekstil sektörü, daimi bir istihdam alanı olmadı ve bundan sonra da olmayacak. Ulaşımından pazar alanına varıncaya dek birçok sıkıntılar oluşacak. Birinci organize sanayi bölgemiz neredeyse tamamen tekstil sektörüne tahsis edildi. Zamanında buna da karşı çıktık ama nafile. Kimseye dinletemedik. Ümit ediyoruz ki ikinci organize bölgesi bu şekil tamamen tekstil sektörüne tahsis edilmez.
Şimdiden bazı tekstil fabrikaları işçi çıkarmaya, makineleri durdurmaya başladı. Farklı gerekçeler ileri sürülüyor.
Bizim tekstil sektörüyle birlikte farklı istihdam alanlarına yönelmemiz lazım. Daha uzun vadeli istihdam alanlarına. Farklı ürünleri işletebileceğimiz fabrikalara yönelmeliyiz. Hammaddesini kentimizde, tarlamızda, yaylamızda üreteceğimiz alanlara yönelmeliyiz. Dün söyledim, bugün de söylüyorum, yarın da söyleyeceğim. Tekstil sektörü Bitlis istihdamı için geçici pansuman tedavileridir. Ağrıyı kısa süreliğine kesebilir ama yarayı asla iyileştirmez.