Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Alperen Korucu, konu hakkında şu bilgileri veriyor:
"Eklem yüzeylerinin kapladığı, hatta hareketi daha kolaylaştıran kaygan özellikli kıkırdak dokunun aşınması ve fonksiyonlarını kaybetmesidir. Eğer bu aşınma diz eklemi bölgesinde meydana gelirse, buna diz kireçlenmesi denir.
Diz kireçlenmesi, 50 yaşın üzerindeki kişilerde daha yaygın olarak görülür. Orta ve ileri yaş grubunda ortaya çıkan diz kireçlenmesi 40 yaşından önce nadiren oluşur.
Diz ağrısı yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler. Yürürken ve merdiven çıkarken şiddetli ağrı, ileri derecede hareket kısıtlılığına yol açar. Diz, vücudun en büyük yük taşıyan eklemidir ve yürürken dizlere vücut ağırlığının üç katı kadar yük biner. Diz ekleminde kireçlenme bulunan kişilerde dizlere binen bu yük zorlu bir durumda ağrıya yol açar.
Diz kireçlenmesinin belirtileri arasında yürümekte zorlanma, ağrı, hareket kısıtlılığı, tutukluk, şişme ve yanma hissi sayılabilir. Ancak ağrı en belirgin belirtidir. Başlangıçta, hareket ettikten sonra veya günün ilerleyen saatlerinde ortaya çıkar ve dinlenme ile hafifletilir. Kıkırdaktaki kusurlar ilerlemeye başladıkça, merdiven çıkarken, yük taşırken, yokuş çıkarken ve hatta istirahat halindeyken bile ağrı hissedilebilir.
Diz kireçlenmesinin birçok nedeni olabilir. Bu nedenlerin bazıları şunlardır: ilerleyen yaş, diz çevresindeki zayıflamış kaslar, osteoartrit, romatoid artrit, travma, kıkırdak ölümü, aşırı aktivite ve fazla kilo.
Diz kireçlenmesinin teşhisi için öncelikle hastanın öyküsü dinlenir, ardından uzman doktor muayenesi yapılır. Ayrıca röntgen ve gerekli durumlarda manyetik rezonans görüntülemesi ve bazı kan testleri de yapılabilir.
65 yaş ve üzerindeki kişilerde, eklem protezi cerrahisi diz eklemine uygulanır. İlaç tedavisi, eklem içi enjeksiyon ve fizik tedavisi uygulamasına yanıt vermeyen kişilerde, protez cerrahisi iyi bir seçenektir. Uygulamada önemli olan faktörler; hastanın yaşı, kilosu, genel durumu ve hastalıklara eşlik eden sistemik hastalıkların varlığıdır."