Bu savaş, Sultan II. Murat önderliğindeki Osmanlı ordusu ile Macar kumandanı János Hunyadi liderliğindeki Haçlı müttefik ordusu arasında Kosova'da gerçekleşmiştir ve Osmanlı Devleti'nin zaferiyle sonuçlanmıştır.
Savaşın Arka Planı: Osmanlı İmparatorluğu'nun Varna Muharebesi'nde aldığı zaferin ardından Balkanlar'daki etkisi artmıştı. Ancak buna rağmen, Eflak, Arnavutluk ve Mora gibi bölgelerdeki isyanlar ve Hristiyan Avrupa'nın Osmanlıları Balkanlar'dan atma umuduyla yeni bir Haçlı ordusu oluşturdu. Bunun sonucunda II. Murat, önce Mora ve Arnavutluk'ta isyanları bastırdıktan sonra Kosova'ya yönelerek Haçlı ordusuna karşı hazırlıklarını tamamladı.
Savaşın Gelişimi: 17 Ekim'de başlayan savaş, János Hunyadi'nin üç koldan saldırısıyla başladı. Ancak Osmanlı ordusu bu saldırılara karşı koymayı başardı. Türk askerleri, Haçlı ordusunun zırhlı birliklerine karşı zorluk yaşadı, ancak günün sonunda durumu dengelemeyi başardı. Aynı günün akşamında Hunyadi János'un gece baskını da püskürtüldü.
Savaşın ikinci gününde Haçlı ordusu kanatlardan Osmanlı ordusuna saldırdı. II. Murat, merkezdeki kuvvetlerini sabit tutup kanatlardaki askerlerini geri çekilme emri verdi. Hunyadi János'un birlikleri, Osmanlıların geri çekildiğini düşünerek merkeze saldırdı. Ancak bu sırada sağ ve sol kanatlardaki Osmanlı kuvvetleri ani bir manevra yaparak Haçlı ordusunu kuşattı. Hunyadi János kaçmaya mecbur kaldı.
19 Ekim'de Haçlı ordugahının son savunma hattı da aşıldı ve Osmanlılar kesin bir zafer kazandı. Savaş yaklaşık iki buçuk gün sürmüştü ve Osmanlı ordusu galip gelmişti.
Savaşın Sonuçları: Bu zaferle birlikte Osmanlı Devleti'nin Balkanlar'daki varlığı kabul edildi ve Avrupalı devletler Osmanlıları Balkanlar'da geriletemedi. Bu durum, Osmanlı İmparatorluğu'nun Tuna Nehri kıyısına kadar güvenliği sağlamasına olanak tanıdı. Ayrıca bu zaferin ardından İskender Bey liderliğindeki Arnavutluk'un bağımsızlığına karşı yeni bir sefer düzenlendi.
II. Kosova Muharebesi, Osmanlı-Haçlı çatışmalarındaki önemli bir dönüm noktasını temsil eder ve Osmanlı İmparatorluğu'nun Balkanlar'daki egemenliğini pekiştirdiği bir olay olarak tarihe geçmiştir.