Başı rahmet, ortası mağfiret sonu cehennem azabından azad olan Ramazan ayına bizleri kavuşturan Rabbimize hamdolsun. Geçtiğimiz yıl bu ayda aramızda olup, bugün dar-ı bekaya irtihal eden nice tanıdıklarımız, sevdiklerimiz var. Belki bir dahaki Ramazanda bizler de bu fani dünyadan baki aleme göçmüş olacağız.
On bir ayın sultanı, Kur'an'ın nazil olduğu, bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi'ni içinde barındıran bu mübarek ayı fırsatta çevirelim. Bu ayın rahmet, bereket ve mağfiret iklimini soluyalım.
Rabbim Kur'an-ı mubinde, "Ramazan ayı ki, o ayda Kur’an, insanlara yol gösterici, doğru yola iletici, eğri ile doğruyu birbirinden ayırtedici olarak indirildi. İçinizden kim bu aya yetişirse onu oruçla geçirsin…" fermanıyla bu ayı bize bir kurtuluş vesilesi kılıyor.
Yine Peygamber Efendimiz bir hadisi şerifinde, "Allah rızâsı için bir gün oruç tutan kimseyi Allah Teâlâ, bu bir günlük oruç sebebiyle cehennem ateşinden yetmiş yıl uzak tutar." müjdesiyle hayatı ebediyede kurtuluş reçetesini yüreklerimize nakşediyor.
Ayet ve hadislerden de anlaşıldığı üzere, bu ay bizim için bir fırsattır. Bu fırsatı iyi değerlendirmek lazım. Belki bir daha böylesi bir fırsat elimize geçmeyebilir. Bu kadar yoğun ve melayani gündemden bir ay dahi olsa kendimizi uzak tutmaya çalışalım.
Bu mübarek Ramazan ayını suni gündemlerin peşine takılarak heba etmeyelim. Sağlam vericileri vesile kılarak Rabbimiz ile irtibatımızı güçlendirelim.
Şeytanın zincirlere vurulduğu bu ayda; haramlardan, kötülüklerden, Rabbimizin razı olmayacağı davranışlardan, söylem ve eylemlerden beri olalım.
İbadetlerimize daha da fazla önem gösterelim. Daha önce ihya ettiğimiz ibadetlerimizi artıralım. Kur'an-ı Kerim'in nazil olduğu bu ayda, bol bol Kur'an okuyalım. Kur'an okumasını bilmiyorsak, öğrenmeye gayret edelim. Camilerde yapılan mukabelelere iştirak edelim. Buna imkanımız yetmiyorsa, evlerimizde mukabele halkalarını oluşturalım. Ailemizin bütün fertlerini Kur'an'ın rıhle-i bereketinin etrafında buluşturalım. Kur'an'ın o rahmet esintisini evlerimizden eksik etmeyelim. Sadece Kur'an okumakla yetinmeyelim. Rabbimizin bizden istediklerini ve bizi yapmaktan menettiklerinden haberdar olmak, fermanı ilahiyenin mesajlarını anlamak ve onu hayatımızda tatbik etmek adına Kur'an'ın mealini de okuyalım. İmkan varsa tefsirini de okuyalım. En azında Peygamber Efendimiz Aleyhisselam'ın hayatını konu alan bir siyer kitabını okumayı ihmal etmeyelim.
Zekatımızı, fitrelerimizi, infaklarımızı, sadakalarımızı çoğaltalım. En yakınımızdan başlamak suretiyle, en küçük halkadan en geniş daireye doğru ihtiyaç sahiplerini gözetelim. Gazze başta olmak üzere, ümmet coğrafyasındaki mazlum ve mağdur kardeşlerimizi unutmayalım.
Sıla-i rahimlerimizi artıralım. Hastalarımızı, yaşlılarımızı, akrabalarımızı, kimsesizleri, ziyaret edelim.
En önemlisi de aynı davanın yükünü omuzladığımız kardeşlerimizin iftar sofralarına mutlaka iştirak edelim. İmkanımız varsa onları iftar sofralarımıza davet edelim. Geçmişte her ne yaşadıysak, nasıl bir küskünlüğümüz varsa, nefisimizi ayaklarımızın altına almak suretiyle bunu giderelim. Ramazan ayını buna vesile kılalım. Kapısını kapatanın penceresinden, penceresini kapatanın kapısından içeriye girmenin yollarını arayalım.
Mümkün oldukça namazlarımızı cemaatle kılmaya gayret edelim. Teravih namazlarımızı bulunduğumuz mahalledeki camide kılmaya çalışalım. Belki aynı apartmanda oturduğumuz ama bugüne kadar birbirimize gitmediğimiz, birbirimizi tanımadığımız komşularımızla bu vesileyle tanışalım, kaynaşalım.
Bir dahaki Ramazana kavuşamayacağımızı düşünerek, bu ayın gecesinde, gündüzünde ibadet edelim, zikir çekelim, Rabbimize acziyetimizi ilan edelim. Affolunmak için yalvaralım. Unutmayalım ki bu son teravihimiz, son sahurumuz, son iftarımız, son Ramazanımız olabilir. Madem bir daha bugünü yaşama fırsatımızın garantisi olmayacaksa, öyleyse gelin bu günleri en güzel şekilde ihya edelim. Bu vesileyle Ramazan ayınızı tebrik ediyor, sağlık, sıhhat ve afiyet diliyorum. Selam ve dua ile…