Yaklaşık 10 aydır Gazze'de bir soykırım, bir katliam, bir vahşet işleniyor.

İşgalci ABD'nin başını çektiği Emperyalistler, Gazze'de bir avuç Müslüman ve muvahidlerin üzerine yırtıcı vahşi hayvanlar gibi üşüşmüş. Vahşette sınır tanımıyorlar. İşgal çetesi israil ise, sadece görünürde vahşeti gerçekleştiren bir kukla. Gazze'deki mazlumların üzerine yağdırdığı tonlarca ağırlığındaki bombalar, ABD'den gidiyor. Bu vahşeti gerçekleştirirken, Emperyalistlerden sınırsız destek alıyor.

Bir avuç Filistinli, Gazze'de bu vahşetlere direniyor. Sahada mücahidler direniyor, halk direniyor, ağır bedeller ödeniyor. Dile kolay 10 aya yaklaştı. Gazze'ye yüzbinlerce ton ağırlığında bomba yağdı. Ayakta neredeyse sağlam bina kalmadı.
Okullar bombalandı, hastaneler bombalandı, pazar yerleri, caddeler, sokaklar, evler, ibadethaner…
Karadan, denizden ve havadan yapılan saldırılarda bombaların isabet etmediği neredeyse tek bir karış toprak kalmadı Gazze'de…

Kadınlar, çocuklar, engelliler, yaşlılar, hastalar… Anne karnındaki ceninler bile katliamdan nasibini aldı. Yaklaşık 2 milyon insan defalarca Gazze'nin kuzeyi ile güneyi arasında mekik dokudu. Bombalardan kaçtı ama güvenli bir tek yer bulamadı. 
Acı ve gözyaşının eksik olmadığı Gazze'den yükselen feryadı sağır sultanlar duydu ama ümmet duyamadı. Batı toplumundaki halklar, insani vazifesini yapmak için sokaklara inerken, bizler katleden kardeşlerimiz için sessizliğimizi bozamadık. 

Batı toplumundaki halklar Gazze'yi sahiplenirken, biz Gazze'yi ajandamızın son sıralarına koyduk. Hak ile batıl mücadelesinin sahnelendiği Gazze, imtihanımız oldu. Kerbela'da Hazreti Hüseyin, nasıl ki kardeşleri tarafından yalnız ve yardımsız bırakıldıysa, Gazze'deki bir avuç Müslüman da kardeşleri tarafından yalnız ve yardımsız bırakıldı.
Bugün bizler nasıl ki Hazreti Hüseyin'i yalnız bırakan kardeşlerine kızıyorsak, bizden sonra gelen nesil de Gazze'yi yalnız bırakan bizlere kızacaklar, belki de lanet okuyacaklar.

Bugün Gazze Kerbela, oradaki bir avuç muvahid ise, Hazreti Hüseyin ve ehli beytidir. Bu dava var oldukça bu mücadele devam edecek. Siyonist işgalciler soykırım ve katliamlarına devam ediyor. Her geçen gün vahşetlerinin ve katliamlarının boyutlarını yükseltiyorlar. Ama bizler katliamları kanıksadık ki artık sahalara da inmiyoruz. 
Emperyalistler, oluşturdukları suni gündemlerle Gazze'yi gündemimizden düşürdüler. Gazze'de yaşanan katliamlar için çıkan sesler çok cılız, tepkiler sadece söylemde kalıyor. Her gün farklı etkinliklerle Gazze'ye olan desteğimiz azaldıkça, işgalciler katliamlarını artırıyorlar. 

Bitlis'teki tüm STK ve siyasi partilere, insanlık namına çağrıda bulunuyorum. Gazze'yi gündemden düşürmeyelim.  Birinci ve en önemli gündemimiz Gazze olsun. Sahaları terk etmeyelim, eylemlerimizi artıralım, boykota devam edelim. Gazze için bir farkındalık oluşturalım. Yetkilileri harekete geçirelim. Gazze düşmeden ne yapılması gerekiyorsa, yapalım. Yarın çok geç olabilir.