20. Yüzyılın başlarında İngiltere öncülüğündeki emperyalistlerin şekillendirdiği bölgemiz, o gün bu gündür gün yüzü görmüş değil. Suni sınırlar, kukla yönetimler, ihtilafların kışkırtılması ile bir birine düşman edilen kavimler, mezhepler, dini yorumlar artık bir birini öldürme noktasına getirilmiş durumda.
İngiltere'nin şekillendirdiği bölge şimdi ABD öncülüğündeki emperyalistlerin kontrolüne geçmiş durumda. Zamanında İngilizlerin oluşturduğu sınırlar ve sorunlar ABD'nin bölgeyi istediği gibi sömürmesine yetmiyor olmalı ki, ABD yeni sorunlar ve yeni sınırlar peşine düşmüş durumda.Ya da 'Siyonist işgalci'nin' güvenliği ve işgali büyütmesi için mevcut sorunlar yeterli gelmiyor.
Dünyadaki şiddetin kaynağı ve üreticisi ABD ve müttefikleri olmasına rağmen, bölgemizde gerek devletler bazında gerek terörist örgütler eliyle oluşturulan şiddet sarmalının baş sorumlusu olmalarına rağmen, ABD ve müttefikler oluşturdukları şiddet sarmalını gerekçe göstererek bölgemize müdahale edebilmektedir.
Bu durum başta bölge halkları olmak üzere, bağımsız olduğunu iddia eden Türkiye ve İran devletleri açısından ve bağımsız İslami hareketler açısından utanç vericidir.
Bir biri ile konuşmayan, bir birini dinleyip anlamaya çalışmayan İslami hareketler, küresel emperyalistlerin uşağı olmaya mahkûmdur.
Ulus devlet refleksi ile hareket eden Türk ve İran hükümetleri bu tutumları ile ne kendi halklarına ne de bölge halklarına fayda sağlayamazlar. Bu tutum küresel güçlerin istediği ve desteklediği bir tutumdur.
Başta Kürdistan sorunu olmak üzere, bölgedeki diktatör rejimlerden kaynaklanan sorunlar, ancak Müslüman hükümetlerin, İslami hareketlerin ve bölge halklarının oluşturacağı bir birliktelikle çözülebilir.
Düşmandan medet umarak çözüm aramak, ancak düşmanın hedeflerinin gerçekleşmesini sağlayacaktır.
Vesselam