Söylemleri ile bizlere ilham veren, tespitleriyle bizleri düşündüren, koyduğu hedeflerle bizleri heyecanlandıran ve duruşu ile bizlere örnek olan ziyadesiyle "ziya" bir şahsiyettin eğitimin direksiyonunda olması özellikle yeni nesil için tek kelime ile büyük bir şanstır.
Eğitimin bütün derinliklerini, dinamiklerini, detaylarını ve dengelerini oldukça mütevazi ve nazik bir üslupla gönüllere ve zihinlere çok iyi işleyip nakşediyor. Zihinlerde yeni ufuklar ve yeni pencereler açmakta, eğitime dair yaptığı her açıklamasıyla...Eğitimin temel amaçlarından biri de, ''bireyleri doğru eğitmektir.'' Doğru metotlarla hedeflenen 'iyi insanı' inşa edilmesinde çok mahir bir mimar olduğu her dinlediğimde ve yaptığı her mesaj dolu açıklamasıyla hissediliyor.
Eğitime ilişkin ilham verici bu tespitleri yaparken, o ses tellerindeki heyecanı, ayrı bir motivasyon ve pozitif etki oluşturmakta.
Özellikle 2023 vizyonunu anlatırken ki heyecanı, eğitim için ne denli dertli olduğunu gösteriyordu.
Hem içten, samimi, işini seven ve işini hassasiyetle yapan insanlar, dertli ve heyecan dolu olurlar.
Kimden mi söz ediyorum?
Tabii ki tahmin ettiğiniz üzere Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'tan söz ediyorum… Çünkü Ziya Selçuk, Milli Eğitim Bakanlığının direksiyonunda bakan değil; gören olduğunu her fırsatta eğitime dair ortaya koyduğu strateji ve sahip olduğu vizyonla çok iyi hissettiriyor.
Direksiyonda 'gören' ile 'bakan' arasındaki ince detay ise, görenin direksiyonun başında olması durumunda arabanın kazasız yol almasıdır. Maalesef bu güne kadar bu direksiyona oturanlar, gören değil, bakan oldukları için hep kazalar oldu. Nitekim yap-boz tahtasından farksız değildi, eğitim...
Hem zaten bunun bedelini her şekilde ödüyoruz. En basitinde kriterleri yok sayan, kural tanımayan yığınla ilkesiz insan var her bir yanımızda, toplumu çürüten...
Evet, Ziya hocanın eğitime bütüncül bakması ve her eğitim kademesine gereken önemi vermesi çok rasyonel ve değerli.
Yaptığı tespitlerle ve ortaya koyduğu anlayışla öncellikle ve özellikle toplumda doğru sanılan eğitime dair yanlış paradigmayı dönüştürme çabası, iyi anlaşılmalıdır. Zira paradigmasal dönüşümü sağlamadan, ortaya koyduğu vizyon gerçek manada pratikleşemez.
Algısal dönüşüme yönelik yaptığı nokta vuruşu telkinleri, zaman zaman 'teorikten öteye geç(e)miyor' şeklindeki yersiz eleştirileri yapanlar, algısal dönüşümün sağlanılmasının ne denli önemli olduklarının farkında değiller.
Zira çok iyi bilinmelidir ki, algısal dönüşüm sağlanılmadan ortaya koyulan vizyon hayat bulamaz. Tıpkı tohumun filizlenmesi için toprağın kıvamında işlenmesi gibi düşünülebilir. Dolayısıyla ortaya koyulan vizyonun, her eğitimcinin doğru analiz edip sahiplenmesi oldukça önemli.
Kısacası bu çaba, bir eğitim sistemi inşa etme ile birlikte, eğitimin ruhuna uygun, 'doğru bir anlayış' inşa etme kararlılığıdır.
Evet, bu arada Ziya hocanın belki defalarca okuduğunuz ama her tekrar okunuşta ilham alınan bazı tespitleri...
* 'Her çocuğun müfredatı kendi içinde saklıdır ve bizim için aslolan vazife, çocuğun yaradılışta sahip olduğu bu müfredatı açığa çıkarmaktır'
* 'Karnenin sol tarafı talim, sağ tarafı terbiyedir. Sol tarafa yazılacak notlar için kurulan sistemleri, altyapıyı ve bürokrasiyi düşünün. Bir de sağ tarafı öğretmenlerin ne şekilde doldurduğunu düşünün. Sonra da terbiyeli çocuklar yetiştirme konusunda ne kadar ciddi olduğumuzu...''
*'Bazı öğretmenler iklim oluşturur. Bazıları da sadece hava durumu sunar. Bu iki öğretmen tipi mutlaka ayrı değerlendirilmeli ve kıymetlendirilmeli.''
*'Eğitim emzirmektir. Yani şefkat, temas ve paylaşım olmadan eğitim olmaz. Şefkatsiz bir emzirme düşünebilir misiniz?'
* 'Eğer şimdiye uyanmazsanız, gelecek tasavvurumuz olmaz. Bizim, şimdiye uyanmamız lazım çocukları da uyandırmamız lazımdır.'
*'Hiç dikkatinizi çekti mi, sınıfların kapılarının iç taraftaki boyası aşırı derece silinmiş ya da kapı kırılmıştır. Oysa kapıların dış tarafından hiç bir bozulma yoktur. Çünkü çocukların sınıflara giriş hızıyla çıkış hızları arasındaki fark inanılmazdır''
*'Öğretmen kalitesiyle uğraşmak yerine, bilgisayar alımı, sınav sayısını artırma, öğretmene sınav koyma gibi gereksiz işlere yöneldik.''
Son olarak, eğitim sistemini defalarca eleştiren biri olarak, 'ziya'desiyle 'ziya' olan, Ziya hocanın hepimiz ve hepimizin çocukları için ortaya koyduğu vizyona, özellikle bu aşamada daha çok fazla sahip çıkılması gerektiğine inanıyorum.
Hem doğruya doğru demek, büyük bir erdemliliktir.
Ayrıca Ziya Selçuk, bakan değil; gören, siyasetçi kimliğiyle değil; bilimsel kimliğiyle öne çıkan ve en önemlisi, bir öğretmen edasıyla konuşmaktadır. Dahası hepimizi doğrudan ilgilendiren, eğitimi kendine dert etmiş ziyadesiyle ziya bir bilim insanı…
Yolununuz açık olsun Ziya hocam...