Günlük yaşantımızda hemen hemen herkesin ağzına dolanan cümlelerden biri haline geldi.

Nerde sıkıntılı bir olay veya kaza olsa ilk akla gelen 'Ahir Zaman' cümlesi olur. Peki o kadar güzel olaylar yaşandığında neden kimse bu tabiri kullanmaz. Cevap gayet açık. Kendisini teselli edecek hiçbir cümleye ihtiyacı yoktur. Son zamanlarda görüyoruz, sürekli savaş ve katliam olayları, ölen ve yok olan insanlar. Onların ötesinde de bu olaylar kendisinin başına gelmediği için mutlu olup huzur bulan insancıklar.
Bediüzzaman ne güzel diyor: 'Mazlumiyetle Ölmek, Zalimiyetle Yaşamaktan Daha Hayırlıdır.' Evet ama bugün bu bile yaşanmıyor. Söz konusu yaşamak ise insanlar zalimler ile yaşamayı bile göze alır hale geldiler. Tabi herkesin yaşantısı kendisine uyguladığı kararları doğru olarak kabul eder. Kimse onu eleştiremez. Çünkü bugün aşağı yukarı herkes aynı yaşantıyı sürdürüyor. Kime sorarsanız sorun haklı olduğu bir yanı illaki vardır. Bunu söyleyip savunurken de herkese gösterebileceği bir yüzü her zaman hazırdır.
Bugün insanlar, üç gün üst üstte ölüm haberlerini duydukları zaman dördüncü güne artık sıradanlaşmış gibi davranmaktadır. Neden mi? Çünkü kendi çocuğu ve kardeşleri değildir. Bugün bir ideoloji uğruna öldürülen insanların haddi hesabı yok. Ondan sonraki cümle daha acı. 'Her şey Güzel Olacak' derler. Kıyameti yaşayan insanların, o acılarının üstüne kurulan güzellikleri hangi adalet, hangi hak, hukuk, hangi vicdan kabul eder. Vicdan diyorum kusura bakmayın biliyorum çoğumuzun üstüne alamayacağı bir durum. Çünkü gerçekten yok.
Son zamanlarda en çok barış, ateşkes, adalet ve hak gibi cümleleri duyar olduk. Tesadüf o ya en çok ölüm haberlerini de bu aralar da duyduk. Sürekli bir kanun, sürekli bir yasa çıkıp durmakta. Tamam onlar güzel olabilir, ama yasa ve hakların daha çok yükseldiği bir dünyada katliam ve cinayetlerin de yükselmesi farklı bir durum. Gerçekten ahir zaman dedirtiyor insana. Kanunların arttığı bir dünya da adaletsizlik de biraz daha artmış olur.
Yeni doğan bir çocuk sizden adalet istemezken, siz ona göremeyeceği bir barışın vaadiyle ölümü laik görüyorsunuz. Sistemleşmiş ve ezberlenmiş bir yaşam kaosunda ölümlere ve haksızlıklara olağan gibi yaklaşıyorsunuz. Bence Savaş ve Barış kelimeleri durun buna birde Adaleti ekleyelim. Bunlar şuan dünya da sadece erkek ve bayan isimlerinden ibaret. Siz gidin barışı ve kardeşliği çocuğu ölmesin diye boğazına kendi kanını akıtan bir anneye anlatın. İşte o zaman gerçek cehennemi o gözlerde görmüş olursunuz. Yüreğinde Cenneti Taşıyan Bir Canlının; İnsanların Laik olup Kendi Yarattıkları Bir Cehennemi.
S.Zaving'in dediği gibi 'Birisi Barışı Başlatmalı, Tıpkı Savaşı Başlattığı Gibi.'