En kötü barış her türlü savaştan iyidir diyerek. Devam eden çözüm süreci yeni bir manevra ve yeni bir hamle kazandı.28 Şubatta ortak bir konsesüsle müzakere yolunu açan 10 madde ile birlikte çok önemli bir adım atıldı ama bu barış geldi her şey bitti güzellemelerini pompalamak doğru değildir.

Zira mutabakata varılan 10 madde soyut bir şekilden somuta yani tecessüm edildikten sonra daha rahat konuşulabilir.

Türkiye'nin Sırrı Süreyya Önder'in ağzından duyduğu bu maddeleri sıralayalım:

1- Demokratik siyaset tanımı ve içeriği.
2- Demokratik çözümün ulusal ve yerel boyutlarının tanımlanması.
3- Özgür vatandaşlığın yasal ve demokratik güvenceleri.
4- Demokratik siyasetin devlet ve toplumla ilişkisi ve bunun kurumsalllaşmasına yönelik başlıklar.
5- Çözüm sürecinin sosyoekonomik boyutları.
6- Çözüm sürecinde demokrasi, güvenlik ilişkisinin, kamu düzenini ve özgürlükleri koruyacak şekilde ele alınması.
7- Kadın, kültür ve ekolojik sorunların yasal çözümleri ve güvenceleri.
8- Kimlik kavramı, tanımı ve tanımlanmasına dönük çoğulcu demokratik anlayışın geliştirilmesi.
9- Demokratik cumhuriyet, ortak vatan ve milletin demokratik ölçütlerle tanımlanması, çoğulcu demokratik sistem içerisinde yasal ve anayasal güvencelere kavuşturulması.
10- Bütün bu demokratik hamle ve dönüşümleri içselleştirmeyi hedefleyen yeni bir anayasa.


Aslında bu maddeleri sadece tekmaddeye indirirsek oda YENİ BİR ANAYASA DİYEBİLİRİZ. Bu on madde soyut bir şekilde seçimlere kadar hiçbir adım atmadan gidilirse doğru olmuş olmaz.Aynı şekilde seçimlerden önce PKKNIN silah bırakmasını beklemek de doğru olmuş olmaz, yani çift taraflı pragmatik hareketler devam edeceğine benziyor. Kişilerin açıklamalarına takılmadan yani hükümet tarafı şunu dedi… HDP şunu dedi… Bunlara takılarak meselenin özünü unutmamak gerekir. Herkes siyasi ideolojik ve menfi yorum yapabilir. Bundan sonra atılacak adımlar müzakerenin nasıl yürüyeceği ve nevruz açıklamasını da bekleyerek gerçek barışın mihenk taşlarını döşemek ve umutlu yarınlara uyanmak gerekir. SİZİN doğuştan sahip olunan haklarını siyasi malzeme yapmadan aynı şekilde bir hak üzerinden siyaset yapmayarak hakikatin özünü yakalamak ve gerçek somut adımlar ışığında sonuca gitmeye bakmak gerekir. Siyaset cüzdan için değil vicdan için yaparak aslında samimiyetle on madde üzerinden gidilerek sonuca varılabilir ama maddelere reel olarak yaklaşırsak aslında öz olan bir şey yok diyalogdan müzakereye geçilmiş tabi ki tarihi bir adımdır ama şunu düşünmek doğru değil on madde çıktı barış geldi. Önemli olan bundan sonra neler yapılacağıdır. İç güvenlik paketini de barikat olarak gören HDP, KANDİL, süreci zora sokacağını düşünüyor ki bu paketin çok sancılı olduğunu görmek doğru olacağını düşünmekteyiz…

Ortadoğu karışık yönünü kaybetmiş bir gemi gibi savruluyor bundan sonra yapılacaklar bu durumu da etkileyecektir.şuna dikkat etmek gerekir barışı istiyoruz ama işte; bu ama kelimesi öyle zannediyorum ki samimiyetsizliğin göstergesidir…Yine hamasetçiler , klavye kahramanları, kof beyinli demogojiciler iş başındaydı her alanda ne kadar da uzmanlar…

NOT: HAKİKİ HÜRRİYET HAKİKATE ESARETTİR, ZALİMİN YAPTIĞI YANINA KAR KALMAZ. MAZLUMUN HAKKINI ALACAĞI GÜN DAHA ÇETİN OLACAKTIR….