Dürüst olmak, bu zaman da en zor olan durumlardan biri olmuş. Dürüstlük ve doğrunun bir bedeli var. Siz, bu bedeli göze almadan bir yere varamazsınız. En büyük sorunumuz; Bütün birimleri ile dürüst olmamamız.
Bal yapmayan arılar gibi, çok konuşan, çok yazan, çok bağıran ama ortaya bir şey çıkaramayan bir yeni kitle oluşmuş. Arkasına aldığı siyasi güce güven bunu tetikliyor. Yılların birikilmişliğine rağmen ileri gidemiyoruz. Bunu, kime sorarsanız, hayatından memnun mu diye? Cevabınızı alırsınız.Statükonun menfaatlerinden yararlananlar, örgütlü ve varlıklıdır. Siz, onlara hakikat noktasında savaş açarsanız bütün varlıkları ile üzerinize gelirler. Bundan dolayı sizinde, hakikatin bedelini ödemeye razı olmanız gerekiyor.
Mutlaka değişim gereklidir. Bu, ahlaki, kültürel olarak toplumsal bir değişim olmalıdır. Statükoya teslim olmak, var olmaktan vazgeçmektir bunu bilerek hareket edilmelidir. Dağ gibi sorunlarımız varken naylon, plastik sorunlar konuşulması ve gündem olması gerçeklere kör olmayı isteyenlerin istediği şeylerdir. Değişime şartlanılmalı ve harekete geçilmeli.
Değişimlerin faydasını göreceklerle, zararını görecek olanlar bu konuda aynı fikirde olmazlar tabii. Ama değişime karşı direncin bir sebebi daha var: Zorluğu… İnsanoğlu karşısındaki problemi çözmek için kolay yolu tercih etmeye eğilimlidir genellikle. Ciddi bir hastalığı olan bazı kişiler doktorlarının önerisini dinleyip ameliyat olmak yerine faydası belirsiz bir bitkisel karışımı 'ilaç' olarak denemek isterler. Toplumlar da alışkanlıklarını ve düzenlerini değiştirecek adımlara pek olumlu bakmazlar.
Değişimi kendimizden başlatarak ilk adımı atmak en doğru olan kararı vermektir. Gelecek seçimlere ve köşe kapmaya çalışanlara inat gelecek nesiller için çalışan bireyler yetiştirmeli ve insan yetiştiren insanlar yetiştirmeliyiz.
Bıkkınlık gelmiş topluma! Aynı kişiler ve aynı durumların dillendirilmesinden ve aynı problemlerin gündeme gelmesinden, sorunları çözmek yerine konuşmayı seçenler ve konuştukları gerçekleşmeyen yöneticilere ise adeta göz, göre göre dalga geçmekte
bizlerle, vicdanlara hapsedilmiş inanç ve kendini avutan birkaç mesajla nereye gidilir. Bugünün yarını elbet düşünülmeli ve hesap edilmelidir.
Yarının mutlak hakimi Allah'tır. Okumalıyız, araştırmalıyız risk alarak hareket etmeliyiz…