Her savaşın kazananı, savaşın kendisidir. Bakış açısı ile bunu daha iyi derleyebiliriz, savaşta ve ölümün olduğu yerde kimin haklı olduğu pek önemli olmayan bir konuma düşer.

Şu anda; çatışma sürecinde daha çok, kim kazançlı çıktı? Sorusu için: Genellikle algıya bakarak ve sahaya inerek söylemler üzerinden çözebiliriz.

Bir kişi üzerinden, bir sistemin tartışılması, baştan siyasi zekadan ve çözümcü noktadan bir yanlışı arama niteliğine bürünmüşlüğü göstermektedir. Artı ve eksileri ile değişecek anayasanın ya da sistemin, sahada anlatılacak ve satın alındığı kadar değerlenecek ve kabul edilmişlik olarak nitelenecektir.

Her zaman makul çözümler için siyasete ihtiyacı var. Eğer ortada siyaset yoksa çözümü bulmakda yok denilecek kadar azdır.

Bundan dolayı siyaset alanını açılması gerekli olan durumdur. Bu açıdan bakıldığında Ak partinin esas büyük hizmeti çözümü anlamlı görmesi ve toplumu buna ikna etmeye çalışması değil… İlk kez bir 'siyaset alanı' yaratması.

Oyun içerisinde, halkın desteği ile çoğunluk noktasında destek almış olan HDP daha çok müdahil olmasında ve daha çok siyaset alanı genişleyecektir. Bu da kendisinin siyaseti ile anlamlı olacaktır.

DIŞA DOĞRU…

Batının istediği şekilde, sekillenmesini istediği bir Ortadoğu ve kendi güdümünde yönetimlerle Suriye ve diğer yerlerdeki savaşları bitirebileceğini herkes görmektedir.

Cenevre gibi tiyatro misali görüşmelerin, kendisini ne kadar masumlaştırmaya çalıştığını, görmemizde fayda vardır. Zira; Batı, emperyal ellerini çekmeden ya da biz onların ellerini çektirmeden çözümün olmayacağını bilmeliyiz.

Yeni oluşacak coğrafyada: ABD ve Rusya paylaşımından kaynaklı, doyumsuzluk noktası var. Aslında, dizginleri ellerinden alınmış müslüman ülkelerin, çözümsüzlük noktasında birbirleri ile yarışması bunun cabası.

Ne kadar güçsüz ve elinde hamle alınmış bir Türkiye, Ortadoğu'da masaya oturursa kendileri için artı olacağını bilmekteler ve iç meselesine daha çok yoğunlaşmasını artırmaktalar.

İçimizde ki ihale ve fesat peşinde olan, para doymazlar ve liyakatsız kişilerin fikir kişilikleri yapılması ve kayırma da

yarışan kişiliklere 'DUR' demedikçe belki de hep ağlayan biz olacağız…

NOT: Şüphe yok ki Allah, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Gerçekten de Allah, size ne de güzel öğüt vermede. Şüphe yok ki Allah, her şeyi duyar, görür.