Zaman ne kadar da çabuk geçiyor. Bir seçim daha yaklaştı ve havası iyice yansımaya başladı.

Siyasal partiler: 'Bir program çerçevesinde siyasal iktidarı ele geçirmek üzere örgütlenmiş kuruluşlardır'. Diyebiliriz. Demokratik sistemlerin olduğu bütün ülkelerde siyasal partiler mevcuttur ve parti zihniyeti neyi gerektiriyorsa programları ve ideolojileri onlara neyin doğru neyin yanlış olduğunu gösteriyorsa partiler bu paradigma ile hareket ederler. Siyasi partilerin kollektif amacı, temsil hakkını elde edecek meşru bir otorite ile: toplumu yönetme ve yönlendirme gücüne sahip olmaktır

Türkiye de bir demokratik ülke olduğundan ve demokratik ülkelerin kaçınılmaz unsuru da fırkalar olduğundan birçok parti açılmış ve kapatılmıştır. Ülkemiz demokratik sisteminde darbeler, muhtıralar, cuntalar görmüş vesayetçi sistemlere emanet edilmiş demokratik hak ve özgürlükler askı altına alınmış dönemler ve seçimler görmüştür .Yani Türkiye'nin geçmiş zamanlarda ki demokrasi notu her halde her kesimden insanlara, ideolojilere ,partilere, sivil toplum kuruluşlarına ,sendikalara yani her türlü fikirsel kesimlere göre sınıfta kaldığı aşikardır .Ama bugün bu coğrafyada yakın zamanda tekrar bir seçim yaşanacak 7 HAZİRAN 2015 GENEL SEÇİMLERİ.

OTUZ BİR parti bu seçimlerde yönetimi meşru olarak ela alıp iktidar mücadelesi için boy gösterecek herhalde herkesin kabulüdür ki haziran seçimleri şu dört parti arasında ki müthiş bir psikolojik savaş içinde geçecek.


AKP HDP CHP MHP


Son zamanların en önemli, en dikkat çekici Türkiye'nin bundan sonra ki 4 yıllık siyasi, ekonomik, iktisadi ve dış politika stratejilerinin belirlenmesi açısından oldukça önemli, bir o kadar da zor bir seçim dönemi yaklaşmakta. Mevcut dört parti seçim misyonlarına, vizyonlarına, seçim şarkılarına, sloganlarına artık son rütüşlerini vermeye başladı…

Türkiye, tarihinin en önemli seçimlerinden birine daha hazırlanıyor. Seçimlerin favorisi AK Parti. Muhalefette ise henüz bir hareketlilik görünmüyor. Kesin neticeleri yaşayarak göreceğiz. Yaklaşan seçimlerde her halde en büyük vizyon değişikliği yapan parti HDP oldu. HDP'nin barajı aşıp aşmayacağı sorusu: CHP ve MHP kendi tabanlarında konuşulurken sokağın ilgisini fazla çekmiyor. HDP ise siyasetin gündemini yoğun biçimde meşgul ediyor. Cenazede, düğünde HDP'nin barajı aşıp aşamayacağı tartışılıyor. Barajı aşıp aşmayacağını zaman gösterecek ama en azından şimdilik gündem üstünlüğü HDP'de. Toplum CHP ve MHP'den daha çok HDP'yi konuşuyor. Bundan önceki seçimlere bağımsız adaylarla girmek zorunda kalıyorlardı çünkü yüzde on gibi darbe anayasasından kalan bir seçim kanunu olan seçim barajına takılıyorlardı. . Demokratik sistemlerin en adaletsiz vasfı seçim barajıdır. Çünkü toplumun her kesiminin parlamentoda yönetilme, temsil edilme hakkına engel koyuyor ve azınlıkta kalanlar hiçbir şekilde mevcut sistemde söz sahibi olamıyor. HDP nin bu kararında birçok şey söylenebilir ama barajı protesto mahiyetinde yaptıklarını söylemek her halde en tarafsız bakış olur. Tabi ki de SP, BBP ve HÜDAPAR'I da düşünmemek sağlıklı bir yaklaşım olmaz hatta hüdapar bu seçimlere bağımsız adaylar ile gireceği haberleri yankılanmakta…

Şuan seçimde iktidar olacağına ihtimaller perspektifinden baktığımız zaman Ak parti yine 7 Haziran seçimlerinde hükümeti tek başına kuracağına benziyor… Yapılan seçim anketleri ve AKP'nin devam eden hizmetsel parti doktrini gösteriyor ki halk bu seçimlerde de muhafazakar ve dini vecibeleri ağır basan temsilciler bulunduran Ak partiye iktidarın kapısını aralayacak. HDP nin barajı aşamaması durumunda AKP ülkede sistem değişikliği içinde elde etmesi gereken 330 millet vekiline yakın gözüküyor .Belki de önümüzdeki yıllarda başkanlık sistemi bu ülkeye gelir ve cumhuriyetin kuruluşundan beri oluşturulamayan demokratik seçimler ve tüm kesimlerin mecliste temsili sağlanmış olur. Çünkü başkanlık sisteminde baraj mutlaka ya kalkacak ya da en azami seviye ye düşürülmüş olacak. Mitinglerin değişmez konusu 'paralel yapıyla mücadele' ve 'paralel devlet yapılanmasıyla mücadele' olacak.



Hangi partiden olursa olsun seçilecek adaylarda bizce merhamet duygusu en önemli kriter olmalıdır. Çünkü bu duygu hem adaleti kişinin kendi dinamiklerinde tesis eder, hem de mevcut konjonktörde halkına karşı bu bölgeden oy aldım almadım mantığına bakmadan bütün bir halkın temsiliyetini göğüslemiş olur, Demokratik vekil demek kendi seçmenlerinin değil kendine oy vermeyenler içinde demokrat olabilmesi onun vekil adaleti taşıdığının ispatıdır. Evet ne kadar çok merhametli vekil parlamentoya girerse inanıyoruz ki partiler arasındaki fikir bölünmeleri, kavgalar, çirkin şantajlar, küfürleşmeler son bulur ve bu ülke vatandaşlarının sorunlarına ortak bir konsensüs oluşturularak çareler aranmaya başlar…

Dileriz ki genel seçimlerde hangi parti iktidar ipini devralırsa alsın şu sorunları rasyonel bir bakış açısıyla değerlendirip çözüme kavuşturabilir.

KÜRT SORUNU, ALEVİ SORUNU, SİSTEM SORUNU ,GAYRİMÜSLİM HALKLARIN SORUNLARI,ASGARİ ÜCRETİN İYİLEŞTİRİLMESİ ,KALICI VE ADALETLİ BİR SINAV SİSTEMİ, ÜNİVERSiTELİ İŞSİZ SAYISININ AZALTILMASI ,GENÇ DİMAĞLARIN AHLAK SEVİYESİNİN ARTTIRILMASI ,EĞİTİME ÖNEMİN VE LİYAKATLİ HOCA SAYISININ ARTTIRILMASI,SURİYELİ MÜLTECİ KARDEŞLERİMİZİN SORUNLARI MUTLAKA ÖNEM ARZ ETMELİDİR…NOT: Haksızlığa baş kaldırmayanlar, onlardan gelecek her kötülüğe katlanmalıdırlar…(HZ.ALİ)