Odun ve omuz gibi iki ayrı Kürtçe kelimenin birleşmesinden oluşan Darmıl; kuruyup çürümeye yüz tutmuş olan odun ve ağaçları omuzlama, ya da sırtlayıp götürmek eylemi olarak kullanılmaktadır.
Orman veya ağaçlı bölgelerde gövdesinden kopmuş kenarda duran parçalar, tandırda yakılmak amacıyla vatandaşlar tarafından 'DARMIL' edilerek baltalanır. İçi boş olan 'Darmıl'lardan zinhar; Baston, Tahunk (kayak), kereste olmaz. Kalorisinin düşük olması nedeniyle, ateşi makbul sayılmadığından, yakılıp yakılmaması evin hanımının tercihine bağlıdır.Küçük bir sözcük olmasına rağmen güncel hayatta çok fazla kullanılan Darmıl; mizah, karikatür, ya da bir ironi dili olarak da karşımıza çıkabilmektedir. Arzu ederseniz listenize: Sapık, katil, hırsız, arsız, hain, darbeci, bölücü, terörist, riyakar, yalancı, talancı, üçkağıtçı gibi her türlü fitne ve fesatlığı da ekleyebilir siniz!
Sofinin birisi çarşı pazarda gezinirken, çarşı eşrafından birisi alay etmek bahanesiyle Sofiii diye bağırır. Sofi döner bakınır, sesin sahibini bulamaz. Adam saklandığı yerden tekrar Sofii diye bağırır. Sofi tekrar etrafına bakınır nafile. Adam saklanmıştır. Bu hal iki üç devam edince, Sofi alay edildiğinin farkına varır ve bütün kızgınlığıyla ulu orta avazı çıktığı kadar; 'DARMIIIL' diye bağırır. Çarşı pazarı dolduran cümle alem olduğu yere çakılarak sesin geldiği yöne bakınca, Sofi, memnun bir yüz ifadesiyle; 'memlekette amma da Darmıl varmış' diyerek yoluna devam eder.
Bazen insanlar farkında olsun veya olmasın, bir başka aklın yörüngesine girip akıl tutulmasına yakalanabilmektedir. Kasıtlı olarak yapılan bir eylem ise, siz buna ister aklını kiraya vermek, ister aklını ipotek ettirmek olarak değerlendirin, fark etmeyecektir. Çünkü her ikisi de aynı hizmete duçar (yakalanmak) olacaktır. Sofi, eğer Sofistliğini (bilgeliğini) doğru kontrol etmez, yalan, riya, ahmaklık ve dahilik arasında gidip gelmelerle yoldan çıkacak olursa, tıpkı çürümeye yüz tutmuş boş bir kütük gibi darmıllaşacaktır. Aslında toplumun her tabakasında rastladığımız ahmaklığın, darmıl'lıkla revan (yürüyen) olmasını, 15 Temmuz akşamında Anayasal düzeni yıkmak, kaos ve terör yaratmak bahanesiyle, darbeye kalkışmasının tipik bir örneğini televizyonlardan canlı olarak izledik. Hesapların tutmadığı ihanet sarmalını, Halk Harekatı engelleyince, uzun süren Demokrasi Nöbetleri, Temmuz Akşamlarının yeni trendi olarak, 'Akdeniz Akşamları' adlı şarkıyı tahtından etti. Yeri gelmişken söylemekte fayda var. Literatürde bu türlü Halk Harekatına,'Çoğunlukçu Demokrasi' diyoruz!
Her türlü fitne fesatlık ve ihaneti, Darmılvanizm olarak saydığımız oluşuma hizmet eden bir kısım dinci, sanatçı, sanayici, gazeteci, siyasetçi ve hatta itirafçıların, halkın aklıyla dalga geçme beyanatları, onları daha da trajikomik bir hale düşürmektedir. Aklını ipotek etmiş güruhların piyon olma çabaları, dış mihrakların deyim yerindeyse ekmeklerine yağ sürmüştür.
15 Temmuz akşamı yaşanan darbe girişiminin uluslararası üst aklını, oluşumunu, çalışma şeklini ve bunlar karşısında dik ve cesur durmanın yansımalarını yazacağımız, yeni yazımızda buluşmak üzere, şimdilik hoşça kalın.