Kutlu Doğum Haftası Yaratılmışların en şereflisi, kainatın efendisi, insanların en edeplisi, güzel ahlakın tamamlayıcısı, varlık aleminin en sevgilisi, seçilmiş ve seçkin insan, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (SAV)'in yeryüzünü şereflendirmesinin anısına tüm İslam alemini Kutlu Doğum Haftası'nı kutluyorum.
Sözlerime peygamber efendimizden bir kaç mücize ile başlayayım Gazve-i Taif'te, Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselam gece at üstünde giderken uykusu geliyordu.O halde iken bir sidre ağacına rast geldi. Ağaç ona yol verip atını incitmemek için iki şak oldu; Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselam hayvan ile içinden geçti. Ta zamanımıza kadar o ağaç iki ayak üstünde, muhterem bir vaziyette kaldı. Ben bu ağacın şu dalını çağırsam, yanıma gelse, İman edecek misin?' 'Evet' dedi. Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselam çağırdı. O urcun, ağacının başından kopup, Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselamın yanına atladı, geldi. Sonra emretti, yine yerine gitti. Gazve-i Hayber'de bir Yahudi kadını, bir keçiyi biryan yapıp pişirmiş, gayet müessir bir zehirle zehirlemiş, Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselama göndermiş. Sahabeler yemeye başladılar. Birden ferman etti: Yani, 'Pişirilen keçi bana der ki, 'Ben zehirliyim' diye haber veriyor. Herkes elini çekti. Fakat o şiddetli zehirin tesirinden, Bişr ibni'l-Bera' aldığı birtek lokmadan vefat etti. Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselam, o Zeynep ismindeki kadını çağırdı. Ferman etti: 'Neden böyle yaptın?' O menhuse dedi: 'Eğer peygambersen sana zarar vermeyecek. Eğer padişahsan, insanları senden kurtarmak için yaptım Bir kadın, bir çocuğu Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselamın yanına getirdi. O çocukta bir bela vardı; konuşmuyordu. Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselam bir su ile mazmaza etti, elini yıkadı, o suyu kadına verdi, 'çocuğa içirsin' ferman etti. çocuk o suyu içtikten sonra, hastalığından ve belasından birşey kalmadı. öyle bir akıl ve kemal sahibi oldu ki, ukala-yı nasın fevkine çıktı. Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselamın hizmetkarı Sefine, Yemen Valisi Muaz ibni Cebel'in yanına gitmek için, Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselamdan emir alıp gitmiş. Yolda bir arslan rast gelmiş. O Sefine ona demiş: 'Ben Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselamın hizmetkarıyım.' Arslan ses verip ayrılmış, ilişmemiş. Diğer bir tarikte haber veriyorlar ki: Sefine döndüğü vakit yolu kaybetmiş. Bir arslana rast gelmiş; arslan ona ilişmemekle beraber, yolu da göstermiş.
İnsanların içinde kalarak eziyetlerine tahammül eden Müslüman, insanlardan uzaklaşarak tek başına yaşayan Müslüman'dan hayırlıdır!' Bediüzzaman da Hutbe-i Şamiye eserinin başında özellikle bir ayet ile bir hadisi seçmiştir. Ayet Allahın rahmetinden ümit kesilmez, hadis ise Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim hadisidir. Eser boyunca bu iki tespit doğrultusunda vurgular yapar. Ya Rab, kusurumuzu affet. Bizi Kendine kul kabul et.
Emanetini kabzetmek zamanına kadar bizi emanette emîn kıl. Amin!' cenab-ı hak bizleri, resul-i ekrem aleyhissalatü vesselamın şefaatına mazhar etsin, amin.