Yeni bir seçim demek artık insanlar arasında pek rağbet görmüyor gibi, çünkü: Adeta seçimlere alıştırıldık ve küçükten büyüğe politize ettirildik. İşte tam bu noktada hem konjonktür hem de paradigma değişimi ile hareketler birbirini takip ediyor.
Türkiye'de insanlar aslında belkide gerçekleri şeffaf olarak göremiyor ya da gösterilmiyor. 'Algı operasyonlarının dayandığı mantık çizgisini biliyoruz... Gerçeği şöyledir: İnsanlar gördüklerine değil görmek istediklerine, duyduklarına değil duymak istediklerine inanırlar.Peki bu algı operasyonları ne kadar etkili? Ünlü bir düşünür şöyle özetler: 'Başkalarının bilgileriyle bilgili olabiliriz ama başkalarının aklıyla akıllı olamayız' Yani bize algı operasyonları ile sunulan bilgilerin içerikleri ne ölçüde çarpıtılmış gerçekleri yansıtsalar da, sonunda bu bilgileri kendi aklımızla değerlendiririz. Kendi aklımızla ise ancak savunduğumuz fikir kadar gidebilir, gerçeği yine orda durdurur.
Akılların en sağlıklı olanı da 'insanların aklıdır'... Yani kendi iradesinin kararıdır, kamuoyunun, vicdanından çıkan karardır. Türkiye'de bu büyük ve doğru olanı seçmekte şaşırmayan ve her zaman, zor anlarda dur diyebilenler bulunur.
Şimdi yeni seçimlerde kimler, hangi parti ne yapacak? Hangi yaraya merhem olacak ve hangi tür problemleri çözerler ise adaylar gerçekçi olur. Şimdi yeniden seçim dediğimize göre partilerin önünde bir çok konu bulunmakta fakat ana şeyleri çözmeleri gerekir.
İşte ana konular:
1-Ayrılık ve eşitlik mutlaka değerlendirilmeli,
2-Fakirlik ve yoksulluğa çözüm üretilmeli,
3- Tevhit ve adalet gündeme mutlaka alınmalı,
4-Yer altı ve yer üstü zenginliklerimizi anlatarak adil bir şekilde paylaşım sağlanmalı,
5-Ahlak mutlaka konu edinmeli.
6-Ekonomik, kültürel, sosyal ve siyasal projeler üretilmeli.
Tabi ki bir çok konu bulunmakta ancak büyük resim değil küçük resme odaklanırsak göremeyebiliriz. Aynı şekilde artık insanlar seçimlere yorgun ve elle tutulur bir şey istiyor. Her zaman önüne gelen sandıkta görevini yapıyor ve artık görevi devir alana bırakıyor...
Eğer bunlar; kadın ve erkek olarak içselleştirilme-den çözümlere kavuşmazsa ve üstünde durulmazsa seçim değil malesef ancak ve ancak piknik yapmış oluruz!