Her insan her an bir yol üzeredir. Her canlı bir yolcudur. Hatta cansız varlıklarda yolcudur. Güneş sistemimiz, samanyolu galaksimiz ve bütün evren..
Her hareket bir yolculuktur. Zaman akışı bir harekettir. İstemsiz de olsa akan zaman hayata hareket verir, yolculuk yaptırır. Yolda olmayan yoktur. İstikamet varsa yol ve yolculuk zorunludur. Dünya yörüngesinde, insan hayat, su akış, usta iş, çocuk büyüme, zalim şirk, mümin Allah yolundadır.Yol çoktur, hatta sayamayız. Kara, hava, deniz yolu, ya da okul, ev, iş yolu, akıl ve tefekkür etmenin yolu gibi. Bu yolların bir çoğunu insan kendi cüzi iradesi ile seçer. Bazılarını ise külli irade ile Allah (c.c) belirlemektedir. Yolculukta böyledir. Yaratılış ile dünyaya gelişimiz ve ahirete olan yolculuğumuz külli irade ile zorunludur. Bir akla, vicdana, irade ve beyan yeteneğine sahip olmadığımız zaman diliminde yolumuzu ve yolculuğumuzu velimiz olan yaratıcımız belirlemektedir. Tıpkı yeni okula giden bir çocuğun hangi okula ve hangi yoldan gideceğinin velisi tarafından belirlenmesi gibi. Zira çocuk doğru tercihte bulunma yeteneğine sahip değildir. Ama aklen ergenliğe geldiğinde bütün yol ve yolculuk tercihlerini kendisi üstlenir. Yolcunun sorumluluğu akıl ile başlar, akıl ile son bulur. Bizim bu aşamada tercihimiz bir nasihat, öğüt olarak kalır.
İnsani değerlere; akıl, vicdan, irade ve beyana sahip olduğumuzda ahirete olan yolculuğumuz ve yolun sorumluluğu zorunlu olarak başlar. Madem yolu belirlemek zorundayız, o halde doğru olan yolu da bulmak zorundayız. Bunun içinde istek şarttır. İstemediğimiz şeyi nasıl bulabiliriz ki. Yolu şansa bırakmak, rastgele seçmek, başkasını taklit etmek başka bir yanlış.
Bu yolculuk zorunludur, bir çağrıya, bir kader, bir ilahi yasa gereği gidiyoruz. Risk kabul etmeyen bir yolculuktur bu. Vakit yolcunun aleyhine işliyor, sınırlıdır zaman, durmadan akar. Yapılacak hatanın erken farkına varılıp geri dönülmesi sağlanmaz ise sonu hüsran olur. Zaman tükenince telafisi olmaz. Giden bir daha geri dönemez. Varılacak mekan, yol ve sınavın sonu, imtihanın neticesi, ödül ya da cezanın büyüklüğü, torpil ile rüşvetin ve yardımın olmayışı, kaçmanın imkansızlığı, pişmanlığın faydasızlığı bu yolculuğu önemli hale getirmiştir
Bu yolculukta en önemli argüman akıl olmalıdır. Öncelikle aklın özgürlüğü sağlanmalıdır. Onu nefsani arzuların, şeytani fısıltıların, dünyevi bağımlılıkların ve diğer düşüncelerin çekim etkisinden arındırarak yolculuk için ihtiyaç duyduğumuz ilahi rehberi, Kur'an mürşidini öğrenmeli ve O'nu takip etmeliyiz. Akıl kullanılmadan yapılan tercihler, edinilen bilgiler, yoldaki işaretler yanıltıcı olur. Amaca uygun, anlamlı, bilinçli, imkanları doğru kullanmak hep akılla değil mi? Nereye doğru gittiğimizin bilincinde olarak, doğru yolda olduğumuzu, yolun tarifini güvenilir bir kaynaktan, Aziz ve Alim olan alemlerin Rabbinin Furkan adlı navigasyonuna uyarak, yolda sağa sola sapmadan, yolculuğa odaklanmış,
yolculuğun selametini sekteye uğratmadan, gereksiz boş, faydasız ve zararlı meşkuliyetlere fırsat vermeden devam etmeliyiz.
Ancak bu yolculukta akıl da her zaman doğru istikameti bulamaz. Uzakları, yaşanmayanları, gaybı onunla kavrayamayız. Yaratılışı, yaratanı, ahireti, kıyameti, cennet ve cehennemi anlayamayız. Yaratılış amacını, ilahi emir ve yasaklarını, nimetlerin kullanımını, teşekkür biçimini bilemeyiz. Halifelik yolundaki görevlerimizi, hangi kitaptan imtihana çekileceğimizi, ceza ve mükafatımızı anlayamayız. Duyu organlarımız gibi sınırlıdır aklımız. Yol seçiminde, ahiret yolculuğunda akıl yalnız bırakılamaz. Akıl ile vahiy birlikteliğine ihtiyaç vardır. Aklın erişemediği, kavramasında takıldığı, tecrübe etme imkanı bulamadığı durumlarda vahiy ile kusursuz tespite, hatasız tercihe, şüphesiz istikamete, dümdüz yola ulaşılır. Müstakim yolu üzerinde görev icrası sağlanır, hayat, yaratılış ve yolculuk anlam kazanır. Ahiret yol ve yolculuğu; özgürlüğüne kavuşmuş, deneyimlerden geçmiş, vahiy birlikteliği ile yoğrularak kemale ermiş akıl ile seçilmelidir.
Unutulmamalıdır ki tüm kitaplar Rahmanın Kur'an ve Kainat ayetlerini anlamak için yazıldığı gibi, tüm yolculukların amacı ahiret yolculuğu hazırlığı için olmalıdır. Çünkü ölüm ve ahiret önemli bir haberdir. Asla bir şaka değildir.