Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla “Müminler ancak Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allahın ayetleri okunduğunda imanlarını artıran ve yalnız Rablerine dayanıp güvene kimselerdir.” (ahzap 2)
'Onlar Allahın gözetilmesini emrettiği şeyleri gözeten, Rablerinden sakınan ve kötü hesaptan sakınan kimselerdir.' (er-rad 21)'Gerçekten müminler kurtuluşa ermişlerdir;'
'Onlar ki, namazlarında huşu içindedirler;'
'Onlar ki, boş ve yarasız işlerden yüz çevirirler;'
'Onlar ki, zekatı verirler;'
'Ve onlar ki, iffetlerini korurlar;'
'Şu halde kim, bunun ötesine gitmek isterse, işte bunlar haddi aşan kimselerdir;'
'Yine onlar ki, emanetlerine ve ahitlerine riayet ederler;'
'Ve onlar ki, namazlarına devam ederler;' (mü'minun1-9)
'Onlar öyle kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalbleri titrer, başlarına gelene sabreder, namazı kılarlar ve kendilerine verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcarlar' (hac 35)
Yukarı da vermeye çalıştığımız ayetlerden de anlaşılacağı gibi Rabbimiz, mü'min kullarının nasıl bir ahlaka bürünmeleri gerektiğini yüce kitabımız kuran-ı kerimde açık bir şekilde beyan buyurmuşken; Müslüman şahsiyetlerin İslam dan gayri alernatifler peşinde olmaları, kılıftan kılıfa girmelerinin anlamı ne?
Müslüman teslim olmaksa o halde Müslüman kişinin de Allah'ın emrettiği esaslara , kuran ve sünnette belirtilen ahlaki kurallara uyması şarttır.
Müslüman'ım deyip hem hiçbir alametini taşımayacaksın; bununla da kalmayıp istediğin her bir haltı yiyip de keyfine göre takılacaksın olacak iş mi?
Kime sorarsan sor 'Elhamdülillah müslümanım' der ki, yüzde yüz doğru.
Ama nasıl bir Müslüman? kendi öz değerlerinden soyutlanmış, değer yargılarını yansıtmaktan aciz bir Müslüman tipimiz var maalesef. Kime nasıl ne şekilde hizmet etmeyi bile bilmeyen bir Müslüman tipi.
Batının şaklabanlıklarına kukla haline gelmiş bir Müslüman.
Kendini kime ne şekilde beyendireceğini bilmeyen Müslüman.
Emperyalizmin dehşetli hucumlarından kendini kurtaramayan Müslüman. Müslüman böyle olmamalı! Müslüman kendini bilendir. Kimden gelip Kime gideceğini hesap edendir.
Müslümalar saflarını belirlemeleri gerek. Müslüman ait olduğu yerde durmalı. Onun yeri ve safı bellidir; Kuran ve sünnet.
Bizler kuranı asılı bulunan duvarlardan indirip, açıp içine girmediğimiz sürece maalesef adımız Müslüman, cismimiz belli olmayan olarak kalmaya devam edecektir.
İşin hakikatını idrak etmekten aciz olduğumuz içindir ki, Allah'ın emirlerini yerine getirdiğimizi zannederken öbür taraftan isyan dolu bir hayat süreriz.
Bizler islam'ın ibadet anlayışını yada yaşam tarzını, geleneksel hale getirdiğimiz namaz, oruç, hacc gibi ibadetlerden ibaret sayarak gerisine karışmayı gerek duymadık.
Bundan dolayıdır ki, hem namazımızı kıldık, bir yandan da dedikodumuzdan, yalanımızdan, boş lakırtılardan uzak durmaya gerek görmedik.
Bir yandan haccımızı eda ederken, öbür yandan faize, tefeciliğe, helal, haram gözetmeden ticaretlerimize devam ettik.
Bir yandan orucumuzu tutarken öbür taraftan yediğimiz rızkımızın helal lokma olup olmadığına aldırmadık.
Bir yandan kızlarımıza İslami şahsiyet yüklerken öbür taraftan şeytani vesveselerle, gençsin özgür olmak seninde hakkın yaşlanınca yaparsın/ örtünürsün deyip, şarkı programlarına, güzellik yarışmalarına özene bezene hazırlarken bikinilerle denizlere salıverdik.
Müslüman gözükmek için, ölülerimiz ardından mevlütler okuturken, bir taraftan da düğünlerimizde kadın erkek karışık bir kereden bir şey çıkmaz deyip çalgılı-okestralı bir şekilde masalarımızı içki mezeleriyle donattık.
Haftada bir cumaya cemaate giderken öbür taraftan kokteyli partiler programlar düzenledik.
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
O zaman kendimize şu soruyu sormak lazım ' BEN YÜZDE KAÇ MÜSLÜMANIM'
Rabbimizin istediği hakiki manada bir kul olmak temennisiyle…
selam ve dua ile.