Ağa; Köyde yönetici konumunda olan, sözleri yasa gibi kabul gören kişiler için kullanılan bir lakaptır. Ağa güçlü olmak zorundadır.
Ağanın geliri ve karakteri farklıdır. Tarıma elverişli geniş araziye ve konağa sahiptir. Gücünü ve saygınlığını zenginlikten ve zorbalığından alır.Çalışanları, hizmetçileri, kahyası ve koruması vardır. Saygınlığından taviz vermez. Onun yaşam konforu diğerlerinden üstün olmalıdır. Ev ve arabası daha gösterişli olmalıdır. Her şeyin en iyisi onun olmalı. Köyde onun dediği olur. Ondan habersiz iş yapılmaz, kız evlendirilmez hatta rahmetli Kemal Sunal'ın anlatımıyla tuvalet bile yapılmaz. Ağanın forsu, köylünün fakirliği ve cehaletine bağlı olduğundan, başkalarının zenginliğine ve bilgeliğine müsaade edilmez. Karşı çıkana, ağanın talimatıyla ambargo uygulanır, herkes konuşmayı, alıp vermeyi ondan keser.
Dünya köyünde de işler böyledir. Abede diye bir ağası vardır. Para, bilgi, araç gereç, teknoloji ondadır. Güç, kuvvet, silah, ordu hep onda. Güç ve zenginliğini kurduğu zülüm ile baskıdan almaktadır. Bu ağanın dedeleri de çok zalimdi. Köyün Avrupa mahallesinden, Amerika mahallesine giderek arazi elde edip konak yaptıkları dönemlerde, 1619-1865 yılları arasında 597 bin Afrika mahallesinden insanı köleleştirilmiştir. Yerli Kızılderilileri çiçek mikroplu battaniyelerle, dünya köyünde ilk defa biyolojik silah kullanarak 100 milyon insanı katletmişler. 1800 lerin başında Avusturalya mahallesine giden, ağanın atası İngiliz, burada bulunan aborjin ailesinden 255 bin kişiyi öldürerek evlerine ve arazilerine el koymuşlar. Ağamız atom bombasını ilk defa 1945 yılında Japon ailesine atarak 220 bin kişiyi öldürmüştür.
Ağanın sicili çok bozuktur. Ağanın bu gün görünen medeniyetini; Kızılderililerin, Afrikalıların ve Avusturalya aborjinlerin kanı üzerine inşa etmiştir. Şimdi ise dünya köyünün her yerinde askeri üsleri vardır. Onun gibi zalim İsrail kahyası Ortadoğu mahallemizde ecüc-mecüc gibi bozgunculuk yapmakta, Filistinli kardeşlerimizi katletmekte, ev ve arazilerine el koymaktadır. Ağaya yağ çekenler, ona yaranmaya çalışanlar, rızkın ağadan geldiğini düşünerek onun zulmüne alkış tutmakta yada seyirci kalmaktadır. Her tarafta ajanları, ona çalışan satılmış hainleri var. Köyde onun sözü ve dolar parası geçerlidir. Başka para ile köyde alışveriş yasaktır. Yapılan alışveriş ödemeleri onun bankasından geçmek zorundadır. Bu sayede köylülerin parasına haksızca ve açıkça el koyabilmektedir.
Kurduğu bu adaletsiz düzene karşı gelen aileler için, tertiplediği ve veto hakkının olduğu birleşmemiş milletlerinde, ceza kararı çıkararak, ambargo uygulayarak zulmüne kılıf uyduruyor ve kurduğu nato eşkiyası ile sözkonusu aileye saldırıyor, evini işgal ediyor. 20 yıl boyunca afkan ailesini bombalamış, resmi kayıtlara göre 48 bin insanı öldürmüş, milyonlarcası ölümü göze alarak kaçmak zorunda bırakılmış, hatta çocuklarını satmak zorunda kalacak kadar yoksulluğa sebebiyet vermiş, zalim abede ağası, 9,4 milyar dolar bu yetimlerin parasına da el koymuştur. Böyle zalim bir köy ağamız var işte.
Suriye de Irakta yaptığı zulmü kimse unutamaz. Şimdilerde kuzeyimizde kargaşa çıkarma peşindedir. Eğer bunu becerirse hem kendisine karşı ağalık iddasında bulunan Rusya'yı ve biraz laf anlamayan biz Türkiye ailesini zayıflatmak suretiyle cezalandırmış olacaktır. Uygulayacağı ambargoya bizi de zorlayarak ticaretimizi sekteye uğratarak kendisine muhtaç etmek istiyor. Ayak bastığı her yer alev alıyor. Ateşi bize de dokunur diye kimse ses çıkarmıyor. Biraz karşı çıkar gibi olanlara tehditvari parmak sallıyor. Yeni bir buluş ya da alet yapan olursa hemen onu engelliyor. Kendisinde, kahyasında ve akrabası olan Avrupa mahallesinde kullanılan nükleer enerjiyi, başka ailelerin kullanmasına izin vermiyor. Ondan izinsiz yapılan alışverişi kendi aleyhine kabul ederek tehdit ediyor ve engelliyor. İzni olmadan kimse kimseyle ticaret yapamıyor.
Ağanın üslerini kabul etmeyen 5 aile var dünya köyünde. Bunlar Çin, Rusya, İran, Kuzey Kore ve Venezuella'dır. Bizde 9, dünya genelinde 172 ülkede toplam, 800 askeri üssü vardır. Amerika ana karası dışında 320 bin askeri bulunmaktadır. Tabi bunlar tarla sürmez patates ekmezler. Bulundukları ülkelerin hak ve hukuklarını korumak, onlara demokrasi, insan hakları da götürmez. Kan içmeye, zülüm yapmaya, kargaşa çıkarmaya çalışmaktadır. Nifak ekmek için; Irkçılık, mezhepçilik, cemaatçilik gibi farklılıklarımızı kullanıyor, bizi birbirimize düşman ediyor. Feto ajanlarını ülkemizin en kılcal damarlarına kadar yerleştirip, tüm bilgi ve belgeleri topladığını, bunların eli ile kendi lehine iş yaptırdığını, farkına varılınca da darbe yaptırdığını unutmayalım. Halen tüm köyde feto ve benzeri cemaat ile terör oluşumları aracılığı ile ajanlık yapmaya devam ediyor.
Dünya köyünde Çin ve Rusya aileleri de ağalık arzusundadır. Bunlar da az zalim değiller. Şeytan zalimliklerini ziyadeleştirmek için çaba içindedir. Çin' nin doğu Türkistan da yaptıklarını, Rusya'nın Suriye'de başka bir zalim olan Esed ile birlikte yaptıkları zülmüde hatırlayalım. Abede bunların palazlanmalarını istemediği için, bunların ticaretlerini baltalamak istiyor. Kendi adamlarına alışverişi kesmeleri yönünde baskı uyguluyor. Bize de S400 alamazsınız, yoksa size yaptırım uygularım, paranıza da el koyarım dediğini biliyoruz.
Bütün işlerin nihai kararı, onay merci Allah (c.c) olduğuna göre, bu işin yaratılış hikmetleri vardır. Birincisi Allah kime itaat edeceğimizi, kimden korkacağımızı denemek, imtihan etmek istiyor. İkincisi Dünyanın dengesinin bozulmaması için, bir zalimi başka bir zalim ile savmaktır. En-am 129:'İşte biz, işledikleri günahlardan ötürü, zalimlerden kimini kimine musallat ederiz.' Tarih şahitlik etmektedir ki, gün gelecek, zalimlikleri, günahları, döktükleri kan ve kirlettikleri dünya sebebi ile, firavunlar, nemrutlar, naziler, moğullar, ad, semud kavimleri gibi, abede zalimi de Allah'ın El-Kuddüs ismi celilinin tecellisi ile yok olacaktır.