Devlet, bir ya da birden çok milletin yönetildiği sistemin adıdır. Bazen milletler bu sistemi kendileri kurar, bazen de kendilerine hazır olarak sunulabilir
İran'da, Amerika'da, Rusya'da ya da Küba'da doğanlara zorunlu olarak dikte edilen sistemler gibi.Sınırları belirlenmiş bir toprak parçası üzerinde; idare etmek, sahiplenmek, eğitip terbiye etmek, yetiştirmek, koruyup kollamak, sığınılan olmak için belli bir anayasal çerçeve dahilinde örgütlenmiş siyasi üst tüzel oluşumun genel adıdır devlet.
Bu oluşumun belirlenmiş yasal ya da anayasal kaidelerinde aksayan, demode olan yanlarını, gelişen dünya şartlarına göre revize etmek, adaleti, güvenliği, fırsat eşitliğini sağlamak, onun makamında seçilerek oturan kişi ya da kişilerin görevidir.
Bazen insanlar halk ile milleti ya da devlet ile hükümeti karıştırıyor, bu kelimeleri birbirinin yerine kullanabiliyor.
Devlet bir tren, halk onun yolcuları, hükümet ise makinist konumundadır. Her üç unsurun temel amacı, esas görevi yolculuğun selametini sağlamaktır. Bu yolculukta meydana gelen sıkıntılar bazen trenden, bazen yolculardan bazen de makinistten kaynaklanabilir. Yolu, treni ve yolcuları var eden Allah'tır. Yolculuğu zorunlu kılan da O'dur. Yolculuk kızıl ya da yeşil elmaya değil, Allah'adır, O'nun rızasınadır.
Şu sıralar yolculuğumuzun konforu bozulmuştur. Aslında konfor kelimesi fazla iyi niyet içeriklidir. Sanırım yolculuğumuz hep sıkıntılı geçmektedir. Sık sık Türkiye dar boğazdan geçiyor söylemi bu durumun ifadesidir. Nispeten doğrudur. Trenimiz Ortadoğu gibi alevlerin hiç eksik olmadığı, küçük büyük şeytanların cirit attığı, engebeli, sarp kayalıklardan oluşan coğrafyada seyretmektedir.
Gerçekçi olmak gerekirse trenden, makinistten hatta yolculardan kaynaklanan sıkıntılarımız vardır. Sadece bizim içinde bulunduğumuz tren değil, diğer trenlerin de ciddi sıkıntıları bulunmaktadır. Ben bu trene kendi tercihimle binmedim. Rabbimin külli iradesi ile ibadet amaçlı olarak yolculuktayız. Belirtmek isterim ki, tercih etme hakkım olsaydı ihtimali yok, 'TÜRKİYE' trenini seçerdim. Bunun sebebi, Rabbimin benim için şüphesiz en doğrusunu seçtiğinden emin olmam ve vatanım ile halkımı çok sevmemdir. Tren, tercihimiz olmayabilir; ancak yolculuğumuz zorunludur.
Bu durumda tüm yolcular ile mürettebat yolculuğun selametine azami katkı sağlamalıdır. Trenden kaynaklanan tüm bozuk parçalar, ilahi orijinal parçalarla Kur'an'ın tarifine göre acilen değiştirilmelidir. Trenin içindeki domuz eti, içki, esrar, eroin, sigara gibi yolculara rahatsızlık veren, sarhoş eden, baş ağrısı yapan yiyecek ve içecekler ile yolsuzluk, ahlaksızlık, kumar, zorbalık, yalan ve hile gibi her türlü çirkin davranışların acilen yasaklanarak önlenmesi gerekmektedir.
Böylece eğitim, adalet, ahlak ve güven sağlanarak gelecek yeni yolculara temiz bir tren ortamı sunulacak, tüm yolcular sıhhat bulacak, baş ağrılarından, zafiyetlerinden kurtulacaktır. Böylece aramızdan seçeceğimiz makinist ve yardımcıları ile hizmet elemanları işin ehli olacak, emanet ehlini bulacak, liyakat sağlanacaktır. Trenin arızalarından, aksayan yönlerinden ve hizmet işinden daha iyi anlayan uzman kimseler görevde olacaktır. Makinist kendisine başyardımcı ya da vagon görevlileri seçerken sıkıntı çekmeyecek, trenin motoru ile gözünü karıştıran kişileri seçmek zorunda kalmayacaktır.
İşte o zaman yolculuk anlam kazanacak, yol ne kadar bozuk olursa olsun yolculuk; neşe, mutluluk, huzur, güven içinde özlemini duyduğumuz konfora kavuşacaktır. Ben de bu vesileyle trende bulunan tüm fertlere hayırlı yolculuklar diliyorum.