Önceki köşe yazımda Başkanlık Sistemi nedir? Bunu kısaca ifade etmeye çalışmıştım. Yazı dizimizin bu kısmında ise, Başkanlık Sistemi konusunu biraz daha açıp, özelikle bu sisteme karşı bir fobi içerisinde olanların korkularının yerinde olmadığını izaha çalışacağım.
Bazıları şunu demeye başladılar bile; Başkanlık sisteminin ülkemiz için hiçbir artı tarafı yoktur. Başkanlık sistemi Amerika'dan ithal edilen bir sistemdir. Yada Anayasa paketidir. Atatürk'ün kurmuş olduğu bu cumhuriyeti yıkmak için tasarlanmıştır. Temelinde Kürdistan devletini kurmak için ülkemizi parçalara bölmek istiyorlar, gibi abuk subuk ve son derece cahilane laflar etmeye başlayan bazı kesimler içine düştükleri komikliği görebilselerdi en azından susmayı tercih ederlerdi.TBMM'de Başkanlık sistemini idrak edemeyen parlamenter sayısı da az değil. Tabi milletin temsilcilerinden bu işi idrak edemeyenler olunca onlara oy veren seçmenden de bu ülkenin hayrına iyi bir davranış yada yaklaşım beklenilemez.
Başkanlık sistemi bir nevi ülkemiz için kurtuluş kapısı olacaktır. Çürümüş olan mevcut sistemin kökten değiştirilmesi için başkanlık sisteminden başka çıkış yolu yoktur. Başkanlık sisteminin en güzel yanı yetkilerin tek elde toplanacak olmasıdır. Bakın dikkat edin bir ilde bile Vali, Belediye Başkanı, ha pardon birde garnizon komutanının olması azıcık zekası olan herkesi düşündürmelidir. Hatta azıcık zekası olan şunu da düşünmelidir; garnizon komutanının protokolde Belediye Başkanından önce gelmesi, durumun vahametinin en açık göstergesi değilmidir?
Başkanlık sistemi tartışıladursun, AK Parti'nin geçen sene Kasım ayında TBMM Uzlaşma Komisyonuna iletilmek üzere Meclis Başkanlığı'na sunduğu Başkanlık modeli hala geçerliliğini koruyor. Gelin AK Parti'nin sunduğu modelin maddelerini tek tek değerlendirelim.
Madde 1: Başkanın sorumluluğu Meclis'e karşı olmayacak. Halka karşı sorumlu olacak. Meclis bu anlamda denetleyemeyecek.
Maddenin Analizi:
Bugünkü sistemde hepimizde çok iyi biliyoruz ki muhatabımız belli değil. Ülke gündemini yakından takip eden, fikir, düşünce ve önerilerini paylaşabilen bir vatandaşlık anlayışına sahip olamayışımızın temelinde, aktif bir vatandaş olmak yerine, pasif bir muhalif olmaya özendirilmemizdir. Başkanlık sisteminde bu değişecek. Muhatabın kim olduğu ile ilgili kafa karışıklıkları sona erecek. Başkan doğrudan bize karşı sorumlu olacak. Bin bir türlü bürokratik cambazlıkla uğraşmadan Başkan'a hesap sorabileceğiz. 'Niye öyle yaptın?', 'Böyle yapsan daha iyi olmaz mıydı?' dememiz ve istersek Başkan'a 'sen bu işi beceremiyorsun' deyip, yeni bir başkan seçmemiz mümkün olabilecek. Meclisle falan uğraşmamıza gerek kalmayacak. Tek bir sorumlu, tek bir yetkili olacak. MHP'li vatandaşımız da, CHP'li vatandaşımız da, HDP'li vatandaşımız da, AK Parti'li vatandaşımız da tüm yetkisini tek kişiye devretmiş olacak. Yerine göre hesabı da ondan soracak. Her şey bu kadar net ve berrak olacak. Bu netlikten, berraklıktan kazanan ise yine tabi ki millet olacak.
Madde 2: Başkanı düşürme mekanizması olmayacak. Halka karşı sorumlu olduğu için seçime kadar bekleyecek. Seçim dönemi 5 yıllık olacak. Başkan ikinci kez seçilebilecek. Daha fazla seçilemeyecek.
Maddenin Analizi:
Birçok kurumumuzda da bu böyle değimlidir? Bakıyorsunuz bir kez seçilen, defalarca kez seçilmeye devam ediyor. Bu nasıl oluyor? Bir defa seçilen her tarafa nüfuz ettiği için bir sonraki seçime 1-0 yada çoğu zaman 3-4-5-0 önde başlamış oluyor. Buda demokratik bir rejime, demokratik sistematiğe çok ciddi manada zarar veriyor. Hatta Bitlis'te bile ciddi manada bu ve benzer durumlarla karşılaştığımız aşikardır. Başkanlık sisteminde Vatandaş bak kardeşim Başkanı bile en fazla iki kez seçebiliyoruz. Sende bi zahmet düş yakamızdan diyebilecek. Hatta bu seçilme süresi ve dönemi tüm toplumsal katmanlara yayılmış olacak. (Dernek, Vakıf, Mütevelli Heyeti, İl Genel Meclis Üyeliği, Belediye Meclis Üyeliği, Belediye Başkanlığı, Milletvekilliği) gibi…
Süreç tüm bu seçilme mekanizmasını değiştireceği için Vali artık seçimle gelecek. Kentlerin sistematiği değişecek, önce eyalet meclisine, oradan da seçilmişler meclisine gidilebilecek. vs… Tabi süreç eğer net bir şekilde işlerse bunlar olacak. Yoksa yarı başkanlık sistemi, yada türk tipi başkanlık sistemi gibi bu iş sulandırılırsa, netice mevcut sistemi de aratabilir. Başkan çok kötü bir yanlışa düşmediği sürece 2. seçimi bir formalite olarak görebiliriz. Başkanı 2. Bir kez seçersek 10 yıl kafamız rahat olacak.
Madde 3: Dengeyi korumak için denetleme yolu da olacak. En önemli yollardan biriside bütçe olacak. Bütçeyi başkan hazırlayacak, yeni yılın bütçesini sunacak. Meclis bunu onaylayacak, gerekirse eksiltme ya da ilave yapabilecek.
Maddenin Analizi:
Mevcut sistem içerisinde bütçenin hazırlanması büyük bir karmaşa içinde gerçekleşiyor. Komisyonlar kuruluyor, yerel idarelerden tutun da TSK'ya kadar herkes bir şeyler söylüyor. Bir nevi vatandaş Bitlis Büryanı bekler iken, önüne çorbaya benzer acayip bir şey geliyor. Dolayısıyla, vatandaşın çıkarları ile örtüşecek bir bütçe bir türlü hazırlanamıyor. Hadi hazırlandı diyelim; TBMM'de bütçe görüşmeleri ilginç sahnelerle meşgul ediliyor, konu para olunca herkesinde söyleyeceği sözü oluyor. Hatta lügati zayıf konuşmayı pek beceremeyen Parlamenterler bile bütçe görüşmelerini fırsat bilip kürsüde aklına gelen her şeyi söylüyorlar. Başkanlık sisteminde bu eziyet son bulacak. Başkan, odasına çekilip milletin çıkarları için en uygun bütçeyi hazırlayacak. Usulen meclise sunacak. 1. Maddede ifade edildiği gibi aslında meclise karşı sorumlu olmadığı için sunduğu bütçe kabul edilecek. Aylar süren bütçe faaliyetleri bir günde bitecek. Bir nevi milletin çıkarlarına en uygun bütçe hazırlanmış olacak.
Madde 4: Bakanlar atamayla gelecek. Meclis dışından olacak, milletvekili olmayacak.
Maddenin Analizi:
Milletvekilleri görevlerine odaklanacak olup, Bakan olmak için çeşitli maceralara girmek yerine daha yerinde, daha realitelere uygun hareket etmiş olacak. İşin atama kısmı ise, geçmişte Kemal Derviş, Ahmet Davutoğlu, Efkan Ala örneklerinde olduğu gibi.
Madde 5: Milletvekili sayısı 550 olacak. Meclis'in görev süresi 5 yıl olacak. Bir tane Meclis olacak. Herhangi bir baraj anayasada olmayacak.
Maddenin Analizi:
İsteyen herkes kontenjan elverdiği ölçüde, vatandaştan oy da alabilirse milletvekili olabilecek. Bu milletvekilleri Başkan'ın dediklerini yapmakla da sorumlu olacaklar. Başkanın dediklerini yapmakla sorumlu olacakları için ülke gündemini gereksiz polemiklere boğamayacaklar.
Madde 6: Milletvekili andı değiştirilerek sade hale getirilecek.
Maddenin Analizi:
Dediğimiz gibi vekillerin yemin etmesini gerektirecek pek bir şey olmadığı için basit bir yeminle bu iş kolaylaştırılmış olacak.
Madde 7: Milletvekilleri isterse teklif verebilecek.
Maddenin Analizi:
Eğer çok isteyen olursa, Başkan'ın işini kolaylaştıracak tekliflerde bulunabilecek. Başkan gerekli görürse teklifleri değerlendirebilecek. Yani, Başkanlık sistemi bir taraftan tek merkezden, tek elden yürütülürken, vatandaşın istekleri de sahaya inen vekillerce Başkan'a aktarılabilecek.
Sonuç olarak: Görüldüğü gibi Başkanlık sistemi netlik getiriyor. Kararlar tek elden hızlı bir şekilde alınacak. İstikrar yeni bir boyuta taşınmış olacak. İçinde bulunulan karmaşadan herkes kurtulmuş olacak. Başkanlık sistemi on numara bir sistem olacak. Aksini iddia eden varsa 24 saat tartışırım.
Not: Eyaletler, Eyalet Meclisleri ve Valilik seçimleri konusunu da yazı dizimizin 3. kısmında kaleme alacağım.