Başkanlık sistemi ile ilgili ilk iki köşe yazımda Başkanlık sistemini kısa, öz ve yalın bir dille anlatmaya çalıştım. Bu köşe yazımda ise Başkanlık sisteminde eyaletler, eyalet meclisleri ve valilik seçimleri konusunu işlemeye çalışacağım.
Önceki köşe yazımda yeni siyasal düzeni ve Bitlis Milletvekili Vedat Demiröz'ü kaleme almıştım. Başkanlık sisteminde Başkan ve Danışmanlarının sorumluluklarını işlerken, Vedat Demiröz gibi isimlerin olabileceği pozisyonları da değerlendirdiğimi, yazılarımı takip edenler bilirler. Nitekim öngörülerim ve tespitlerimde haklı çıktım. Vedat Demiröz AK Parti'de yıldızı parlayan isimler arasına girip, özelikle ülkenin para politikalarına yön veren isim olmaya devam ettiğini hep birlikte izlemekteyiz. Demiştim. Hatta Sayın Demiröz'ün Maliye yada Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gibi pozisyonlarda da değerlendirilebileceğini düşünüyordum. Ancak AK Parti'de mali işlerden sorumlu genel başkan yardımcılığına getirildi. O süreçteki öngörüm gerçekleşmemiş olsa bile, önümüzdeki günlerde bu durumun gerçekleşeceği kanaatindeyim.Daha öncede ifade ettiğim gibi; Vedat Demiröz, tanıdığım, muhabbetim yada bir diyalogum olan biri değil. Ancak zaman zaman çeşitli Tv programlarından izlediğim kadarı ile naif, sempatik, çok politik hesap ve tavırlara girmeyen, insana güven veren bir siyasetçi. Ülkemizde bu tip siyasetçiler maalesef çok az, hal böyle olunca da bu hemşerimizin önümüzdeki günlerde biraz daha kıymetinin anlaşılacağını düşünüyorum.
Seçim dönemlerinde kendisine karşı çok ciddi karalama kampanyaları yürütüldü. Çok çirkin sözler söylendi. Tüm bu olanlardan ötürü Bitlisli bir vatandaş olarak ıstırap duydum. Nedenine gelince; hala ilimizde, bölgemizde ve ülkemizde bilgiden, kültürden, eğitimden yoksun kişilerin prim yaptıklarını görüyoruz. Aydın, aklı başında, alanına hakim, kültürlü, bilgili, görgülü kişilere ise müsamaha gösterilmediğini, bazı kuş beyinlilerin, kuş kadar akılları ile siyasete yön vermeye çalıştıklarını ve insanlarımızın da acıdır ki buna müsaade ettiklerini gördüğüm için üzüldüm. Önümüzdeki süreçte daha siyasal bilinci maksimize olmuş bir toplum olmamızı ümit ediyorum.
Neyse konumuz olan; başkanlık sisteminde eyaletler, eyalet meclisleri ve valilik seçimlerine gelelim. Çok ciddi bir süreçten geçilmesine rağmen hala başkanlık sistemi konusu sadece iktidar partisi üzerinden yürüyor. Muhalefette de Erdoğan gibi bir lider olsaydı eğer, başkanlık sistemi iktidar partisi üzerinden değil de, gerekliliği yada gereksizliği üzerinden tartışılırdı.
Geçmiş yıllarda bu sistem tartışılmaya başlandığında bazı siyasetçiler, analistler, yorumcular başkanlık sistemi başka, eyaletler başka gibi boş sözler sarf etmişlerdi. Tabi bunu yaparken süreci sulandırmaktan başka da bir işe yaramamışlardı.
Başkanlık sistemi dediğimiz vakit akla ilk gelen Amerika Birleşik Devletleridir. Amerika Birleşik Devletleri 50 eyaletten meydana gelen federal bir birliktir. Sistemin Dünya'da en başarılı uygulandığı ülkedir. Bu yüzden örnek alınması gereken kesinlikle ABD'dir. Federatif yapı gelirse, üniter yapı bozulur gibi abuk subuk konuşmaya devam edenler hala var. Bununla ilgili düşüncelerimi paylaşıp zaman kaybetmek istemiyorum. Tekrar diyorum, hükümet çok uyanık olmalı süreci sulandırmak isteyenlere prim vermemelidir.
Bu sistemde; Anayasa, ulusal hükümetin bünyesinin ana hatlarını net bir şekilde tespit eder. Yetkileri ile faaliyetlerini de net bir şekilde belirtir. Kendine has anayasa ve yetkilere sahip olan her eyalet de öteki işlerden sorumludur. Her eyalet; yönetim bakımından şehir, kasaba, nahiye ve köylere ayrılmıştır. Her eyaletin seçimle göreve gelmiş kendi valileri vardır.
Amerika'da hükümet, halk hükümetidir. Yani halk tarafından kurulur. Kongre üyeleri, başkan, eyalet yetkilileri, kasaba ve şehirleri yönetenler halk tarafından seçilir. Hakimler de, doğrudan doğruya halk tarafından seçilir veya seçilmiş yetkililer tarafından tayin edilir. Seçilmiş yetkililer tarafından tayin edilme durumu ile ilgili örnekler çok azdır. Yani genelde halk tarafından seçilirler. Şöyle bir örnek vereyim; Doğu Anadolu Bölgesi bir eyalet olsa hakimlerimizi bile biz seçeceğiz. Mesela şimdiki baro başkanı Av. Enis Gül'ü yada eski baro başkanı Av. Mezher Yürek'i yada bir duruşmasını izleyip çok beğendiğim Av. Kadir Köstekçi'yi hakimlerimiz olarak seçebileceğiz. Allah aşkına söylermisiniz bundan daha güzel bir sistem olabilir mi?
Başkanlık sisteminde Anayasa, kişilerin hak ve hürriyetlerini teminat altına almaktadır. Bu hak ve hürriyetler, 1791 de anayasaya eklenen ve İnsan Hakları Beyannamesi adı verilen ilk on değişiklikte de belirtilmektedir.
Başkanlık sisteminde Anayasa, hükümetin yetkilerini üçe ayırmıştır. Başında başkan olan Yürütme, Senato ve Temsilciler Meclisi olmak üzere kongrenin her iki kanadını içine alan yasama ve başta yüksek mahkeme olmak üzere yargıdır. Anayasa, her birinin yetkisini sınırlamakta ve birinin gereğinden fazla yetki sahibi olmasını engellemektedir.
Sistem eyalet hükümetlerinde de, federal hükümette de hemen hemen aynıdır.
Her eyalette yürütme kuvvetinin başında bir vali vardır. Eyalet hükümetleri düzeni koruma, eğitim, yol yapımı vs. gibi işlere bakar. Federal hükümet, milli ve uluslararası ve birden fazla eyaleti ilgilendiren daha doğrusu hepsini ilgilendiren meselelerle uğraşır.
Eyalet meclisleri de şöyle olur. Eyalet deyince herkesi bir korku sarıyor, bölünme, parçalanma gibi korkular yersizdir. Hatta bu sistem bizi daha güçlü kılacağı gibi daha da birleştirip, bütünleştirecektir. Zaten ülkemizde hedeflediğimiz gibi ilerleyememe, büyüyememe nedenlerimizin başında da korkularımız gelmektedir.
Türkiye'de muhtemelen 9 eyalet olur. 7 Bölgeye ek olarak doğu Karadeniz ve batı Karadeniz, doğu Akdeniz ve batı Akdeniz olmak üzere iki bölgenin de yönetim olarak ikiye ayrılması ile olabilir. Ege için yada Trakya içinde benzer durumlar olabilir.
Eyalet meclisleri kurulunca milletvekilleri Ankara'da değil kendi eyalet başkentlerinde oturuyorlar. Mesela Marmara için başkent Kocaeli. Ege için Aydın. Doğu Anadolu için Bitlis. Güneydoğu Anadolu için Diyarbakır Vs. İllerde Valiler seçimle görevine devam ediyor. Yalnız her eyalet için bir vali oluyor. Eyalet valisi atama usulü seçiliyor. Eyalet meclisi seçilmiş milletvekillerinden oluşuyor. Mesela şöyle izaha çalışayım. Bitlis'te Belediye Başkanı Hüseyin Olan, Vali oluyor. Belediye kavramı da bu şekilde ortadan kalkmış oluyor. Hatta çift başlılıkta bu şekilde ortadan kalkmış oluyor. Yani dışarıdan atamayla Bitlis'e gönderilen vali, vali yardımcısı, kaymakam artık yok. Kısacası kangrenleşmiş olan bu sistemden kurtulmuş oluyoruz. İstemediğimiz biri bize valilik yapamıyor. Eğer 2023 gibi bir süreç yerine Cumhur Başkanının kararlılığı devam ederse bu sistem iki yıl içersinde hayatımıza girmiş olacak. Tabi hemen Valilik seçimleri yapılmayacak seçilmiş kişiler bu unvan ve görevlere getirilmiş olacaklar. Şöyle diyeyim Bitlis'in ilk seçilmiş valisi Hüseyin Bey olacak.
Bir dahaki yazımda görüşmek dileği ile kalın sağlıcakla.