Bir ülke düşünün, Yolsuzluk iddiaları ayyuka çıkmış, Devletin övdüğü ve gurur duyduğu vakıflarda çocuklara tacizler tecavüzler yaşanıyor.
Birçok şehir, yaşanan çatışmalardan dolayı viraneye dönmüş, her gün onlarca şehit haberi geliyor, bunun yanı sıra sivil ölümler hızla artıyor, halk şehirlerini evlerini terk edip perişanlık için de göç ediyor. Büyük metropoller de halk endişeli, her gün bir bomba patlıyor. Dış politika da çok vahim bir durum var.Bütün bu vahim tablo, her gün onlarca yazar ve aydın tarafından konuşulup yazılıyor. Muhalefet partililer uzatılan her mikrofona bu tablonun daha da vahimleşeceğini ve halkın bu ülke de yaşamaya korktuğunu söylüyor.
Bütün bu olaylar da tüm halk hem fikir, ama orta da bir tuhaflık var. Hem de öyle böyle bir tuhaflık değil.
Anket şirketlerinin yaptığı araştırmalar da çıkan sonuçlar çok ilginç bir şekilde oy oranlarının Ak Parti nin aldığı oyların düşmediğini ve diğer 3 partinin de tek bir puan artış yapamadığını gösteriyor.
Siyasi partiler bunca sorun yaşayan bir iktidara rağmen muhalefet partilerine neden güven duymuyor diye kimse sormuyor. Kendi parti tabanlarının dışında kimseyi ikna edemeyen muhalif çevreler acaba ne bekliyorlar diye düşünüyorum.
Kendi tabanlarını bile kendi söylemlerine inandıramayan muhalif partiler Ak parti seçmenini nasıl ikna edecekler?
Mucize mi olacak da bu hükümet gidecek, Erdoğan görevini bırakacak? Nasıl bir umut yaşatıyorsunuz dünyanızda. CIA gelip içerden iç darbe mi yapacak, 'Ordu göreve' diye pankart açıp darbe duası mı yapacaksınız? Obama kendisiyle görüşmezse, Erdoğan üzülüp istifa mı edecek? Seçmen tercihini değiştirecek hiçbir şey yapamazken bu hayalperestlikle mi avutacaksınız kendinizi?
Bu tavır ve beklentileri o kadar çok yükselmiş ki, AK Parti hükümetinden memnun olmayan halkın da gerçekçi düşünmesinin önüne geçildiğinin farkında bile değiller.
Ben de mevcut iktidarın ve Cumhurbaşkanı nın politikalarının uzun vade de yürümeyeceği kanaati olanlardanım ama yerine alternatif koyabileceğim elle tutulur bir politik yapıyı da koyamıyorum.
Son olarak tüm ülkemizin flaş gündemi haline gelen bir konu olan Ensar vakfı ile alakalı şahsi kanaatimi de belirtmeden geçemeyeceğim.
Vakıflar kurumlar dernekler ve herhangi bir maksatla sosyal sorumluluk içeren oluşumlar yaşanan bir skandal bütün bir yapıyı o suçu işlemiş hale getiremez. Zira bu Ensar vakfında yaşanan olay da bence aynıdır. Bu olay elbette çok vahimdir. Çocuklara tecavüz edilmesi dünyanın en aşağılık suçudur ve bunda kimsenin de şüphesi yoktur. Ama suçu işleyen şahıslardır kurumlar değil. Bu olay her ne kadar vahim bir olay ols da bunun sonucunda ortaya çıkarılan tablo da bir o kadar vahimdir.
Öyle bir hava estirildi ki sanki inanç merkezli kurulan tüm vakıf ve dernekler de insanlar sapık bir düşünce ile toplanıyor ve doğrudan dindarlara sapık muamelesi yapılması gerekir havası estiriliyor. Bu konunun da vardığı nokta en az yaşanan olay kadar yanlıştır. Vesselam…