Ya bizden yana olacaksınız, ya teröristlerden… Diye buyurdu reisi Cumhur. Ve sanki başka yolumuz yokmuş gibi tercihe zorluyor. Oysa biz başka bir yolun daha olduğunun farkındayız. O da tarafsızlık.

Biz ne baskıcı devlet politikasının, nede devlete, halka ve değerlerimize kast eden terörün yanındayız.

Biz mazlum olanlarla beraber kalacağız. İş gelip menfaatlerine dayanınca bir anda İktidar sevdalısı olanlardan olmayacağız.

20 milyon Kürt halkını terörist diye görenlerden olmayacağız.

Dağları yaylaları talan olmasın, şirketlere peşkeş çekilmesin diye direnen Karadeniz halkına anarşist diyenlerden de olmayacağız.

Halkın arasında bomba patlatan canlı bombaya taziye ye giden zihniyetten de olmayacağız.

Berkin Elvan'ı vuran polise sahip çıkan destekleyen zihniyetten de olmayacağız.

Ne terörü öven ve destekleyen olacağız, ne de terörist bile olsa bir cenazeyi panzerin arkasına bağlayıp sokaklarda küfrederek sürükleyen faşistlerden olacağız.

Doğru bildiğimizden şaşmayan yurtsever bir halk olmaya devam edeceğiz.

Sokakta sırtından vurulan Hırant DİNK'in delik ayakkabısı,

Sünnet elbisesiyle babasının mezarı başında resim çektiren şehit çocuğu,

Kurban eti dağıtırken dövülerek öldürülen Diyarbakırlı genç,

Sömürülen Taşeron işçisi,

Roboski de 50 lira için öldürülen köylü,

Tekmelenen Madenci olmaya devam edeceğiz.

Parayı sevmeyecek ama para için çalışacağız. Memleketin her yerini sevecek her taşı için kaygılanacağız. Susmayacak konuşacağız.

Doğruyu söyleyenin kim olduğuna bakmadan ardında duracağız.

Davos da Yahudi devlet terörüne haddini bildiren Başbakanın arkasında durmayı da bileceğiz, Polise vur emrini ben verdim diyen Başbakanı da eleştireceğiz.

3 tarafımız denizlerle 4 tarafımız düşmanlarla çevrili bir ülkenin kendi halklarından başka dostunun olmadığını iyi biliyoruz. O yüzdendir ki Bu vatan topraklarına düşman çizmesi girmesini beklemeden birlik olmanın yolunu bulacağız. Ne öteki olacağız ne beriki. Tek bir ağaç gibi Hür, Bir orman gibi kardeşcesine yaşayacağız.

Kanuni Sultan Süleyman'ın, kendi oğlu Şehzade Mustafa'yı öldürttüğünü 500 sene sonra televizyon dizisinden öğrenen bir anlayış, Bugün yaşananları ne zaman anlayacak bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki o da 90 yılı devirmiş Bu cumhuriyet yaşayabileceği en hassas dönemlerden birini yaşamakta.

Ecdadının kahramanlıkları ile övünen bir millet, neredeyse geleceğinden ümidini kesmek üzere. Hala 'hocam sakız çiğnemek orucu bozar mı?' diye soruların sorulduğu, Muradını televizyondaki evlilik programlarında arayan bir anlayışla büyütülen toplum olmaktan kurtulmak zorundayız.

Fazla mı iyimser düşünüyorum bilmiyorum ama 'Umut Fakirin ekmeği' hesabı benimkisi de bir umut.

BU VESİLEYLE ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNİ RAHMET VE MİNNETLE ANIYORUM

Vesselam…