8 Ağustos Bitlis'in düşman işgalinden kurtuluşunun 108'inci yıl dönümü. Coğrafi olarak işgalden kurtuluşunun yıl dönümü, kültürel olarak hala zihinler işgal altında.

Her yıl bu tarihte farklı etkinlikler düzenleniyor. 8 Ağustos öncesi hazırlıklar yapılıyor. Dışardan Bitlisliler gelecek, yerel halkın katılımı, misafirler derken…
Çadırların kurulması, yöresel yemek yarışları, halaylar, havai fişekler… Tam bir karnaval havası.

Elbette ki kutlamalar, etkinlikler yapılsın. İlimizin işgalden kurtuluşunun yıl dönümünü kutlamak, her Bitlislinin en tabii hakkıdır. 
Buna diyeceğimiz yok. İtiraz ettiğimiz de yok. Karşı da çıkmıyoruz. Neden yapıyorsunuz diye ön ayak da olmuyoruz? Bizim karşı çıktığımız, o destansı mücadelenin ruhuna uygun olarak yapılmamasıdır. 

Evet, Bitlis Rus işgalinden nasıl kurtuldu? Kimler hangi mücadeleyi verdi? Verilen mücadelenin ruhu neydi? O imanlı neslin, ahlaklı neslin, fedakar neslin verdiği amansız mücadeleyi anlatalım. Yaşanan o acıları çocuklarımıza hikaye olarak değil, tarihin bir gerçeği olarak anlatalım.
Ulu Camii minaresindeki kurşun izlerini bu neslimize anlatalım, gelecek nesillere aktaralım. Bitlis'in her karış toprağına ecdadımızın mübarek kanının aktığını çocuklarımızın hafızasına kazıyalım. 

Ama Bitlis'in konserlerle kurtarılmadığının farkına varalım. Gençlerimizi zihinsel olarak meşgul ederek bir yere varamayacağımızı bilelim. Eğer tarihimizle övüneceksek, o övüneceğimiz tarihin imanla, inançla yazıldığını unutmayalım. Eğlenceyle, konserlerle bu kadim tarihin yazılmadığını artık idrak edelim. 
Buradan tekrar, 6, 7 ve 8 Ağustos tarihlerinde düzenlenecek konserlerin iptal edilmesi çağrısında bulunuyorum. Konserlere harcayacağınız parayı, gelin Bitlis tarihinin gelecek nesillere aktarılması adına yapacağınız tanıtımlara harcayın. 

Hele hele Gazze'de kardeşlerimizin kanları oluk oluk akarken, çocukların bedenleri parçalanırken, annelerin feryatları arşa yükselirken, bu kardeşlerimizin acısı hatırına da olsa, şu konserlerimizi iptal edelim.

Zaten ekonomimiz de iyi değil. İyi olmadığı için de tasarruf tedbirleri uygulanıyor. Bir yönüyle bu tasarruf tedbirleri, "zaruri olmayan işlere harcama yapmayın" anlamına geliyor. Ha deseniz ki bu tasarruf tedbirleri sadece vatandaş için geçerlidir. Ona da eyvallah deriz.

 Bu konuda Bitlis'te sorumluluk taşıyan STK, siyasi parti, odalar, ilgili kurum ve kuruluşlar sorumluluk almalı. Tarihimizin ruhuna aykırı, halkımızın menfaatine, memleketimizin maslahatına uygun olmayan her etkinliğe karşı tavır almalıdır. Bitlis'in düşman işgalinde kurtuluşunun yıl dönümünü tebrik ediyorum. Rabbim, bir daha bu toprakları düşmana çiğnetmesin.