Bu satırları yazarken, dokunduğum klavyenin her bir tuşu, yüreğimde bir acı bıraktı.

 Dört mevsim ziyaret ettiğim, onlarca kez haberleştirdiğim, zirvesinde güneşin doğuşuyla kahvaltı yaptığım, batışıyla çay yudumladığım, güzel anıları yaşadığım Nemrut Krater Gölü ile ilgili böyle bir köşe yazacağım aklıma hiç gelmemişti. 

Her yıl binlerce ziyaretçi ağırlayan, Tatvan, Ahlat ve Güroymak ilçelerini kapsayan üçgende yer alan ve yaklaşık 2 bin 500 metre yükseklikte bulunan dünyanın ikinci, Türkiye'nin en büyük krater gölü ne yazık ki ziyaretçilere kapatıldı.

Valilikçe alınan karar gereği 1 Kasım 2024 tarihi itibarıyla Nemrut Kalderası en azında sezon boyunca ziyaretçi ağırlamayacak. Ama kararın gerekçesine bakıldığında, bu sürenin uzayabileceği endişesini taşımıyor değiliz. 

Ziyaretçilere kapatılmasının gerekçesi kalderada bulunan boz ayıların gelen ziyaretçilere saldırısı olarak gösteriliyor. Nemrut Krater Gölü, doğa turizmi açısında Bitlis'in can damarıdır. Dört mevsim ayrı bir güzelliğe sahip.  Mavimsi gölleri, buhar bacaları, muhteşem manzarası, adeta büyülüyor. Hem fotoseverlerin hem de doğaseverlerin vazgeçilmez mekanı…

2019 tarihinde, 2 yavru boz ayı ve anneleriyle başlayan kalderanın ayı serüveni herkesin dikkatini çekmeye başladı. Ziyaretçilerin elle beslediği, hatıra fotoğrafı çektiği ayılar büyüyerek, artık saldırganlık halini alınca, 19 Kasım 2019'da bu tehlikeye dikkat çekmek için kalderada bir çekim yaptım. Anons çektiğim sırada ayıların saldırısına uğradım. 

20 saniyelik görüntü bir anda Türkiye gündemine oturdu. Günlerce ulusal kanalların ekranlarında servis edildi. Magazin programların bile tartışma konusu oldu. Sosyal medyada viral olan görüntü, milyonlarca paylaşım yapıldı. Nemrut krater Gölü'nü tanımayan kalmadı. 4 yıl geçmesine rağmen hala en çok paylaşılan görüntüler arasında. 

Milyonlarca lira harcanarak yapılmayan tanıtımı, 20 saniyelik görüntüyle yaptım. Ben görevimi yaptım. Bu tanıtımda kentte görev yapan meslektaşlarım başta olmak üzere herkesin katkısı oldu elbette. O günden bugüne krater gölü en gözde mekan haline geldi. Sonrasında Amerika Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) astronotlarından Andreas Mogensen, uzaydan Bitlis’in Tatvan ilçesi, Nemrut Krateri ve Van Gölü’nün aynı karede yer aldığı fotoğrafı paylaştı.

Avrupalı Seçkin Destinasyonlar Projesi (EDEN) kapsamında "Mükemmeliyet Ödülü" alan krater gölü, UNESCO'ya aday oldu. Tanıtım noktasında hiçbir sıkıntı kalmadı. Ama bugün Nemrut Krater Gölü için alınan karar üzüntü vericidir. 

Elbette ki ayılar koruma altına alınmalı. Gelen ziyaretçilere saldırmaması, zarar vermemesi adına önlemler alınmalı. Ama bu önlem krater gölünü ziyaretçilere kapatmak olmamalı. Çözüm bu değildir. Krater gölünü ziyaretçilere kapatmak, Bitlis'e yapılacak en büyük kötülüktür. Bir an önce bu karardan dönülmesini temenni ediyorum. 

"Temennimiz Nemrut Krater Gölü'nün akıbeti Bitlis Kalesi gibi olmaz" başlığını kullanırken, bunun kale ile ne alakası var diyenler olabilir. MÖ 312'de yapıldığı rivayet edilen Bitlis Kalesi, "kazı çalışmaları" kapsamında 2004'ten bu yana, tam 20 yıldır ziyaretçilere kapalı. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir örneklik yok. Öyle ciddi bir kazı çalışması da yok. Belirli yıllarda hiçbir çalışma yokken, bazı yıllarda da birkaç haftalık çalışma yapıldı.

Yani 35 yaşında olan bir Bitlisli, kentin ortasında duran heybetli kaleye çıkamamış, daha ne kadar sürede de çıkamayacağı meçhul. Şimdi de "Ayı saldırısı" gerekçesiyle Nemrut Krater Gölü ziyaretçilere kapatıldı. 

Benim endişem; Bitlis Kalesi'nin yaşadığı talihsiz akıbetin bir benzerinin, Nemrut Krater Gölü'nün de yaşayacak olması. Çünkü ne Bitlis Kalesi'nde kazı çalışmaları ne de Nemrut Krater Gölü'nde ayılar bitmez.