Bugün İslam beldelerinde yaşanan acı yüreğimizi dağlıyor. Bir buçuk yılı aşkındır işgalcilerin Gazze'de yaptığı soykırım ve vahşet, sadece Müslümanları değil, "insanım" diyen herkesi harekete geçirdi.
Özellikle Batı ülkelerinde, üniversite kampüslerinde, sözüm ona medeniyet meydanlarında, İslam'a kan kusan sokaklarda, meclislerde ve her yerde, elinde Filistin bayrağıyla yürüyen binleri, milyonları görünce İslam adına seviniyoruz.
Üstad Beiüzzaman'ın "Avrupa İslamiyete hâmiledir; o da bir İslâm devleti doğuracak" hakikatine çok yakın olduğumuzu görmek belki yüreğimizin yangınını bir nebze de olsa dindiriyor. Ama gerçekten bugün İslam beldelerinde hem maddi hem de manevi olarak büyük bir zelzele-i içtimai ve beşeri hakim.
Bugün haçlı zihniyeti farklı bir yol ve yöntemle Müslüman beldeleri tarumar ediyor. Bir yandan doğrudan bu vahşeti işlerken, bir yandan da ne yazık ki Müslümanları bir birine kırdırtarak, öldürterek bunu yapıyor.
Yaşanan bu tablonun karşısında, ümmetsel düşünen ve vasat bir çizgide kalmanın ne kadar zor olduğunu yaşayan Müslümanlar bilir. Evet, İslam düşmanlarına karşı, kan emici vampirlere karşı, emperyalist haydutlara karşı, Müslüman kardeşinin safında yer almak, dik duruş sergilemek kolaydır. Fakat vuranın da vurulanın da "Allah'u Ekber" dediği çıkmaz bir denklemi çözmek öyle kolay olmazsa gerek.
Böyle bir durumda kime gözyaşı dökelim? Çiçeklerle karşılanan ABD haydudunun Irak'ta döktüğü milyonlarca Müslüman için mi? Afganistan'da açlığa mahkum edilen kardeşlerimiz için mi? 14 yılı aşkındır talan edilen, işgal edilen, yerlerinden edilen Suriyeli Müslümanlar için mi?
Yemen'de açlığın pençesinde yaşayan kardeşlerimiz için mi? Yoksa Afrika'da hastalıkla ölüme terk edilen siyah tenli kardeşlerimiz için mi? Gözyaşı dökelim. 14 ayı aşkındır taş üstüne taş bırakılmayan Gazze için mi? Yoksa harabeye çevrilen Lübnan için mi? Ya da yalnızlığa terk edilen İran için mi?
Bilmiyorum ki hangisi için gözyaşı dökeyim? "Bütün ailem şehid edildi, keşke ben de ölseydim" diyen Gazzeli çocuk için mi? "Allah Resulüne sizi şikayet edeceğim" diyen Suriyeli çocuk için mi? "Ümmet bizi yalnız bıraktı" diyen Yemenli çocuk için mi? "Namusumuzu kirlettiler, nasıl yaşayalım" diyen Iraklı kız çocuk için mi?
Suud rejiminin esareti altında olan Kabe-i Muazzam için mi? Medine-i Münevvere için mi? İşgalci siyonistlerin pis postallarının altında inleyen Kudüs için mi? Yoksa ümmetin içinde olduğu zillet haline mi gözyaşı dökeyim?
Gazze'de, Lübnan'da kaybeden işgalci vampirler, yeniden Suriye'de mazlum kanına giriyorlar. İslam beldelerini tarumar ediyorlar. Rabbim; İslam düşmanlarına karşı bize feraset versin, hakikati görmeyi nasip etsin. Ümmetin vahdetini oluşturmayı yakınlaştırsın. Bizi bir birimize karşı değil, İslam düşmanlarına karşı kenetlemeyi nasip etsin.