61 yıllık bir zulüm diktatörlüğünün yıkılışına daha şahit olduk. 1961 yılında darbeyle iktidara gelen Baas rejiminin kanlı tarihi, 8 Aralık 2024'de tarihin çöplüğüne gömüldü.
Küfür devam etse de zulmün, haksızlığın, diktatörlüğün devam edemeyeceğini tarih bize göstermiştir. 8 Aralık'ta sadece tarih tekerrür etti ve bir zalimin daha yıkılışını gördük.
61 yıl boyunca halkına kan, acı ve gözyaşından başka bir şey vermeyen zalimler, kıyamete kadar lanetle anılacaklar. Tarih nice zalimlerin yıkılışını haber veriyor. Akıbetlerinin acı verici olduğunu hatırlatıyor.
Lakin zulmedenler, bu hakikati göz ardı ediyorlar ama hakikatten de kaçamıyorlar. Nitekim Rabbimiz, "… Zalimler ne acı bir akıbetle yüz yüze geleceklerini yakında anlayacaklardır." fermanıyla bu gerçeği bize anlatıyor.
15 Mart 2011'de, Suriye'nin güneyindeki Dera'da bir grup öğrencinin başlattığı halk hareketi, kanlı bir şekilde bastırıldı. On binlerce insan zindanlara dolduruldu. Şehirler harabeye çevrildi. Yüzbinlerce insan hayattan koparıldı. Milyonlarca Suriyeli kendi yurdundan ayrılarak mülteci konumuna düştü.
Akdeniz'in soğuk suları, umuda çıkan Suriyelilere mezar oldu. Kıyıya vuran Aylin bebeğin cansız bedeni hafızalara kazındı. Gittikleri ülkelerde karınlarını doyurmaya çalışırken, ırkçılığa maruz kaldılar. Bir lokma ekmek, bir tas sıcak çorba kendilerine çok görüldü. Yeri geldi evleri basıldı, yeri geldi namusları kirletildi, yeri geldi namusları kirletilirken katledildiler. Hayatın her türlü zorluklarına, çilesine maruz kaldılar.
Metropollerde karın tokluğuna en ağır işlerde çalıştırıldılar. Evlerde hizmetçi muamelesi gördüler, okullarda istenmeyen çocuk olarak dışlandılar. Ama nihayetinde acı dolu 13 yılı geride bıraktılar.
Kendilerine bu kadar zulmü reva gören zalim diktatör devrildi. Ama bu zalimin yerine başka bir zalim atanmazsa, bu mazlumlar doğup büyüdükleri, hatıralarını gömdükleri topraklarına, yurtlarına dönecekler.
Evet, bir zalimin devrilişine seviniyoruz. Suriye halkının direnişine, zalimden kurtuluşuna seviniyoruz. Yerin altında bulunan zindanlardan mazlumların azad olunmasına seviniyoruz. Bu devrimin kansız bir şekilde gerçekleşmesine seviniyoruz. Suriyelilerin tekrar yurtlarına dönecek olmasına seviniyoruz.
Ama bir de endişemiz var. Bu zalimin yerine başka bir zalimin atanması endişemiz var. Siyonist vampirlerin, kan emici ABD'nin, bahtsız Rus'un Suriye'yi işgal etmesi endişemiz var. Suriye'de kanton bölgelerin oluşturulması, demografik yapısının değiştirilmesi endişemiz var. Mazlum Suriye halkının bir 60 yıl daha bu zalimlerin pençesine düşmesi endişemiz var. Sevincimizin kursağımızda kalacağından endişemiz var. Suriyeli kardeşlerimiz için hayal ettiğimiz adil ve insani bir yaşam adına endişemiz var.
Baas rejiminin devrilmesinin ardından işgalcilerin Şam'ı bombalaması, ABD'nin Şam topraklarını parsellemesi, BM'nin kapalı kapılar ardından Suriye gündemiyle acil toplanması endişelerimizi artırıyor.
Temennimiz odur ki, tüm Suriye halkını kapsayacak şekilde adil ve insani bir yönetim modelinin oluşturulması, dış müdahaleye izin verilmeden halkın kendi kendini yönetmesi, demografi yapısı değiştirtilmeden huzurlu bir ortamın oluşturulmasıdır.